20 Mayıs 2020 Çarşamba

Bilanço


Mevcut stresim yetmez gibi üstüne birde Zona geldi. Zonanın nasıl bir hastalık olduğunu anca geçirmiş olanlar bilir diye düşünüyorum. Ayrıca ilkokul 3. sınıfta geçirdiğim için aklıma bile gelmemişti. Derler ya aklıma gelmeyen başıma geldi. Tüm ihtişamı ile ortaya çıktı. Bir geldi pir geldi. Berbat ağrısı, kaşıntısı, döküntü kabarcıkları ile tam kadro direniyor. 6. haftadayım. Hiç geçme gitme belirtisi yok. Mücadeleci ruhumu balon gibi söndürdü. Savunma hattımı yıktı geçti. 

Bir  üçüncü saldırı olan korona virüs salgınına karşı oldukca savunmasızım. Korona da herkeste farklı belirtiler veriyor. Kimi ölüyor, kimi kurtuluyor... Kendimi bomboş serseri mayın gibi hissediyorum. Sokağa çıkma yasağına uyduğumuzu da düşünecek olursam 65 gündür açık havaya çıkmıyorum. 

Sağ omuzumun üzerınde boynumun sağ tarafında saçlarımın içinde sağ kulağımın arkasında zona kabarcıkları döküntülerı var. Ağrıları müthiş dayanılmaz. Doktorumla konuştum bir hapımı  arttırdı. Ayrıca başka bir ilaç verdi. Ağrılarımı tam kesmedi. Ağrı benim herşeyle ilgimi kesti. Sabah kalk, kahvaltı yap, ilaçlarını iç biraz daha uzan tekrar kalk. Ne yapacağına karar verene kadar düşün.Hiç  bir şey için isteğim yok yok. Zorlayarak bir şeyler  yap. Zaman harca, boya harca, içinde heves olmayınca sabır kalmayınca yaptığın da bir şeye benzemiyor. Öfke kızgınlık yaratıyor.
Bir de omuzumda kabarcık herhangi bir zona emaresi yok iken derin kaşıntılı tuhaf bir ağrı var. En dayanılmaz ağrı da burada. Doktorun verdiği, eczanenin hazırladığı  solüsyonla pansuman yapıyoruz.
Öylesine kaşıntılı ağrıya devam ediyor. Sanki cilldimin altında iltihaplı bir yara var. Kaşısam 
ağrısı artıyor. Kaşımasam dayanamıyorum. Saçlarımın içinde de var. Bu yüzden saçımı boyatamıyorum. Boyatsam saç diplerim tahriş olup, daha beter kaşınacak. Ona sabır buna sabır sabır taşına döndüm. Bunların üstüne sol ayağımın tarak kemikleri yürümeme engel olacak kadar ağrıyor.
Birkaç gün eşimle otoparkta yürüdük. Ayağım ağrırken yürümek ağrıyı daha çok arttırıyor. Bana kendini zorla biraz gayret et diyorlar. Bu tür tavsiyeler beni öfkelendiriyor.

Yorgunum. Hem Bay P.'nin hem zonanın vücudumdaki aktif yaşamı beni çok yoruyor. Evden çıkamıyorum diye dert yanıyorum ama çıkacak olsam da enerjim yok. Son zamanlarda kafamın içi hava dolu sanki. Düşünmek, odaklanmak, konuşmak her biri ayrı bir zorluk. Gayret ediyorum ama olduğu kadarını da kabul etmek lazım artık. Önceki hastalıklarımdan hatırlıyorum ki bu dönemlerde Bay P. ortamı boş bulduğu için beni yokuşa koşmayı seviyor. Toparlanmam bakalım bu sefer ne kadar sürecek. Bir iki defa yutarken zorlandım. Bir de yutma bozukluğu eklenmesin diye kuvvetlendirici egzersiz verdi terapistim. Onları yapınca yan etki olarak ağzımın ve dilimin sağa sola istemsiz hareketleri de azaldı. Onu söylememiştim doğru. Çenem ve dilim benim sözümü dinlemeyi bir süreliğine bırakmaya karar vermişti. Neyseki durum tekrar kontrol altında. Konuşmam da etkilenmiş gibi hissediyorum ama terapistim çok da hemfikir değil. Onun işi olduğu üzere herhalde bana öyle geliyor diyelim. 

Evde olduğumuz üzere konuşacak kişiler belli. Eşimin kulakları az duyuyor. Ona birşey söylemek için oturduğun yerden kalkıp burnunun dibine kadar gidip iki üç defa söylemek gerekiyor. Patates desem o bana bayrama kaç gün var gibi alakasız bir şey söyleyebiliyor. Bir lafı 3-5 defa tekrar etmek kalk otur, laf anlatmak insanı yoruyor. Hevesini kırıyor. Bunu bir de Zonanın ağrısını çekerken yapmak insanı çok zorluyor. Bu durumun yan etkisi konuşmayı unutmak...

Şu içinde bulunduğumuz günlerde benden çok daha zor durumlarda olanlar olduğunu da biliyorum.  


Bilanço: Zonayı  davet için daha münasip bir durum olamaz. Bu durumların sessiz izleyicisi Bay P. de beni daha kötü durumlara düşürmek için elinden geleni yapıyor. Sanki daha kırılgan daha hassas oldum. 

Yazım uzun oldu ama bu aralar durum özeti geçmek dahi başlı başına bir olay...