24 Mayıs 2024 Cuma

Fizik, kimya derken kişiliğim de değişiyor

Her sene insanın fiziği de kimyası da değişiyor. Hasta olduğumdan beri benim aynadaki görüntüm kadar kişiliğim de değişti. Bu hastalık bende ikinci bir kimlik yarattı sanki. Önceleri susup, ağlayan daha çok içine kapalı ve boyun eğen bir yapım vardı. Hayatım boyunca başkaları ön planda yer aldı. Ben sahne arkası çalışanı gibiydim. Yokluğum fark edilir ama varlığım önemsenmezdi. 

Hastalık bana ben demeyi öğretti. Mesela hayır demeyi öğrendim. Hakkımı korumayı, kendimi savunmayı öğrendim. Önceleri susup, ağlayan ben şimdi şakır şakır cevap veren, dışarıdan bakıldığında belki de huysuz biri haline geldim. Bir  konuda fikir beyan ettiğim zaman çoğunlukla fikrim beğenilmiyor. Eleştiriliyorum. Biliyorum ki benden alışık olmadıkları için böyle tepki alıyorum, yoksa fikrimle çok bir ilgisi yok. Çok yorgun olduğum zamanlarda kendimi sabırsız ve hoşgörüsüz hissediyorum. 

Sağlığım yerindeyken herkese yardım ederdim. Şimdi ise yardıma ihtiyacı olan oldum. Bu beni çok üzdü ve zorladı. Zamanla alıştım. Artık rahatça yardım istiyorum. Yardım istediğim zaman herkes yardım etmek için adeta yarışıyor.  Bazen kalabalık içinde olsam da müthiş bir yalnızlık hissine kapılıyorum. O zamanlarda olduğum yerde sanki görünmez oluyorum. Varken yok oluyorum. Ne konuşmalara katılabiliyorum ne de konuşmalardan birşey anlıyorum. Böyle zamanlarda kendimi kapatıyorum. Kabuğuma çekiliyorum. Kişiliğimin farklı yönlerini keşfettikçe kendime de şaşırıyorum bazen. Ben kendimi güçsüz zannederdim ama meğer çok güçlüymüşüm. Yoksa bu hastalık karşısında çoktan pes ederdim diye düşünüyorum. 

İnsan kendi hakkında tahlilde bulununca tabi ki objektif olamıyor. Gelin görün ki hepimiz yaşımız ilerledikçe geçmişten geleceğe kendimize aynada bakar gibi bakıyoruz. Nasıl tanıdıklarımızın resimlerini görünce 'Aaa ne kadar çökmüş.' diyorsak kendimize daha da sert bakıyoruz. Açıkçası aynaya bakasım bile gelmiyor. Açıkçası şu noktada fiziğim ve kimyam birbiriyle hiç uyuşmuyor.