Benim miladım galiba Parkinson. Değişen bir sürü şey gibi espri anlayışım da değişti.
Samimi olarak bir itirafta
bulunmak istiyorum. Sanki doğuştan Parkinsonluymuşum gibi
öncesini pek hatırlamıyorum. Yaptığım espiriler nasıldı bilemem de yapılanı hem hemencecik anlar hem de bol bol gülerdim sanırım. Şimdi yaptığım espiriler daha ziyade kara mizah oluyor. Bir espriye güldüğüm zaman ise de nedense "gülerim
ağlanacak halime" tarzı bir alınganlık, suçluluk moduna geçip, ağlayabiliyorum bile. Yapılan espirileri de biraz geç anlıyorum. Hatta bazen anlamayıp, açıklama
bekliyorum yada bunda gülecek ne var diye düşünüyorum. Ben de hala espiri yapıyorum da yaptığıma da bir ben gülüyorum. Ben galiba artık bu işi beceremiyorum.
Sıkıldım da artık. Belki bir dönem yazmayı da bırakırım. Bırakırsam da dikkatim, ifade yetim, kendimi dengeleme unsurum hepten beni terk edecek diye kaygılanıyorum. Geri dönüşü olsa kesin bırakırdım ama en azından an itibariyle olmadığını biliyorum. O yüzden de düştükten sonra kalkıp, yerden tacımı alıp, çalışmaya devam ediyorum. Fakat ben keyif almadan yazınca, okuyanın da keyif almayacağını düşünüyorum. Eski yazılarıma bakınca ne kadar espirili kadınmışım diye düşünüyorum. O halimden eser yok şimdi. Eski halimden eser yok şimdi diye bir şarkı bile var... Nereden nereye?
Demişken istatistiklerimi arada kontrol ediyorum hiç kimse okumuyorsa boşuna yazmayayım, enerjimi saklayayım diye velhasıl bugün itibariyle tamı tamına 10.000 okuyanım olmuş. Bu motivasyon değil de ne şimdi?
10.000 kişiye ulaşınca okuyan sayım bir çılgınlık yaparız demiştik terapistimle. Ne çılgınlık yapsak bilemedik... Genciz, güzeliz, elbet bir şeyler buluruz!
Teşekkür ederim! İyi ki yazdıklarımı paylaşmama fırsat veriyorsunuz!
10.000 kişiye ulaşınca okuyan sayım bir çılgınlık yaparız demiştik terapistimle. Ne çılgınlık yapsak bilemedik... Genciz, güzeliz, elbet bir şeyler buluruz!
Teşekkür ederim! İyi ki yazdıklarımı paylaşmama fırsat veriyorsunuz!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder