29 Ocak 2019 Salı

5. Mevsim


Hayatımı sorgularken, nasıl bir bağ kurduğumu hatırlamasam da mevsimlere kaydım. Kendi mevsimlerimi ayırdım...
0-15  yaş      ilkbahar
15-30 yaş     yaz
30-45 yaş    sonbahar
45-60 yaş    kış 
60 yaşında başlayıp da süresi belli olmayan bölüme de ben 5. mevsim diyorum. 

Burada neler var neler! Benim için ruh, mantık, gönül sürecinin devamlı değişiklik gösterdiği bir zaman. Ergenlik döneminde herşeye kızarken, bu mevsimde aşırı hassaslaştım. Düşündüğüm ile hissettiğimi dengede tutmaya gayret ettiğim mevsimdeyim.

Ben yaşımla gönlümü barıştıramıyorum. Gönlüm koş, gez, evde oturma, sosyal ol diyor. Öte yandan aklım yaşlı olduğunu unutma, zıp zıp olamazsın, artık geçti diye saz çalıyor. Ben de gönlümle aklım arasında gidip, geliyorum. Parentez açmadan geçemeyeceğim. Bu içimin hızıya, dışardan görünen yavaşlığım o kadar bağdaşmıyor ki bacağımda yumuşak doku yırtılması olmuş. Siz anlayın artık içimde nasıl bir tezcanlılık yaşıyor! 



Bir de kronik hastayım üstüne üstlük. Bahsettiğim elbette ki değerli Bay P.

Gençken aklıma bile gelmeyen şeyler geliyor içimden. Yol kısaldı diyorum. Ne istersen yap. Tren kalkmak üzere. Örneğin, mevsim kış, sömestir tatili, aklıma kar ve kayak geliyor. Bazen de kendime şaşıyorum. Bu haldeyken canım neler istiyor diye. Doğru dürüst yürüyemeyen ben, acaba kayak yapabilir miyim diye düşünmeden edemiyorum. Bir adım daha ileri gittim. Eşime, 'Dağa gidelim. Çocuk pistinde kayarız.' dedim. Sanki olabilirmiş gibi geldi. Sonra şöyle bir açıklamada bulundum. İki kişi koluma girecek. Kayak eşyalarımı ve beni taşıyacak. Kayak pistinde ben kayacağım, onlar bekleyecek. Bir versiyonda da onlar da benimle kayacak ki düştüğümde kaldıranım olsun. Bu bulduğum çözümü üçüncüye okuduktan sonra kendi kendime 'Az ye de kendine bir uşak tut.' dedim. Karlı bir dağ oteline gidip şömine başında sıcak şarap içmenin, kızakla kaymanın da bu hayalimin yerini tutmayacağını anladım.



5.mevsim için plan program yapacak olursam, ilk soru yapabilir miyim? İkinci soru, yapabilirliğimin yüksek olduğu ne var? Üçüncü soru, olasılıklardan seçtiklerim esas isteklerimin tatmin duygusunu verecek mi? Bu sorulara cevap vermeye kalkarsam birkaç yazı daha çıkar. En iyisi dünya dengeler dünyası mıdır diyerek bitirmek olsun....

15 Ocak 2019 Salı

İlhami yolculuk nereye?


Merak ettiğim nokta şu; başarı yeteneğe mi yoksa çalışkanlığa mı tabii olarak geliyor? 

Ben ilhama İlhami diyorum. Gelince daha güzel resimler yapıyorum. Bazen de yapamıyorum. İlhami beni terketti diyorum. Bu yaptığım herşey için geçerli sadece resim için değil. Bazen istekliyim ama yaptığım birşeye benzemiyor. O zaman kendim beğeneceğim noktaya gelinceye kadar uğraşıyorum. İşin bu kısmının İlhami'yle pek bir alakası yok. Zorla güzellik olmaz ama çalışa çalışa belli bir mertebeye ulaştırabiliyorum yaptıklarımı. Sabır ve güç içimde de olsa istek olmayınca işe yaramıyor.
Aslında uzunca bir süreden beri canım hiçbir şey yapmak istemiyor. Fakat boş durmak da fazlasıyla  rahatsız ediyor. 




İsteğin geri gelmesini beklerken bir süre kendimi nadasa bırakıyorum. Kendimi tekrar etmek gibi olmasın ama boş durmak beni çok rahatsız eder. Dolayısıyla gel zaman git zaman bekledikten sonra yine kendimi zorlayarak elime aldım geçen gün. İte kaka da olsa bir resmi tamamladım. Beğendim de üstelik. Hatta etrafımdan da beğeni topladım. Arkadan ikinciyi, derken üçüncüyü 4-5-6 devam ettim. O arada  İlhami'nin de yanıma gelmiş olduğunu farkettim. Kendimce bir arayı hak edip, hak etmediğimi düşünürken bir de baktım ki İlhami kıpır kıpır. Yolculuğa hazır. Tam uzaklaşırken
seslendim. "Hey İlhami yolculuk  nereye?



İLHAM

Bir rüzgar esti birden geldin
Coştum sevindim avundum
Kendimi buldum 
Bir  şeyler yapmaya çalıştım

Bir rüzgar esti kaybolup gittin
Belki dönersin diye umut ettim
Üzüldüm bir şey yapamaz oldum
Boşluğa düştüm dengem bozuldu
Gönlüm karardı ruhum soldu

Rüzgarla belki gelir dedim
İlham  getireceğini umut ettiğim
O rüzgarı beklemeye karar verdim               






3 Ocak 2019 Perşembe

Yeni yıla giriş...


Yılın bitiyor olması ömür defterinden bir sayfa eksiliyor demek diye düşünüyorum. Bazı şeyler değişiyor, aynadaki görüntüm gibi. Bu değişim içinde hastalığımın derinlerde sinsice ilerlemesi var.. Bende de bunları farkında olmanın verdiği telaşla oluşan karakter değişikliği var. Şimdiye kadar olmayan hırs denen şeyi yaşıyorum. Herşeye dalmak istiyorum. En extrem şeyler bile cazip geliyor. Paraşütle atlamak, motosiklet kullanmak, kayak kaymak istiyorum. Bu telaş içinde kendimi dönüşü olmayan vapurun son  yolcusu gibi hissediyorum. Bana göre bunların sorumlusu Bay  P., çünkü  hareketlerim yavaşladıkça iç sesim "koş koş, onu da yap, bunu da yap, istediğin her şeyi yap, zaman  geçiyor, boş durma" diye söylenip duruyor. Dışım daha yavaş. Her gün sanki daha da yavaş hareket ediyorum. Bu durum beni dengesiz yapıyor bedenen ve ruhen. Mesela hızlı adım atmak istiyorum. Atılıyorum. Kimi zaman başarıyorum ama hız hiçbir zaman kalıcı olmuyor. Bazen ayağım yerden zor kalkıyor. Bazen ayağım yerden hiç kalkmıyor ve dolayısıyla denge bozukluğu yada düşme riski yaşıyorum. 

Yürürken nefes nefese kalıp, çok çabuk yorulduğum için artık uzun mesafeleri yürümekten kaçınır oldum. Nefes sıkıntım komik bir şekilde kolumun dirseğimden bileğime kadar olan kısmında bir keçeleşmeyle beraber ortaya çıkıyor. Fizyoterapistimin koluma yaptığı masaj çok iyi geldi. Kolum keçeleşmediği gibi yürürken hava açlığı da çekmiyorum. Bay P.'nin saldırılarından birini ortadan kaldırınca elbette bir ötekisi çıkıp geliyor. Şimdi de gariptir ama akşam hava kararınca başlayan bacak sorunum var. Görüntü olarak bacaklarım yerinde duruyor. Bu masum görüntünün altında beni çıldırtan boyutta bir faaliyet var. Sanki pireler halay çekiyor. Bitler alkış tutuyor. Tahta kuruları dans ediyor. Böylece oturamıyorum. Kalkamıyorum. Yatamıyorum.. Kısacası hiçbirşey yapamıyorum. Ödemim de devam ediyor. 

Öyleyse...


Küşade talihim hem bahtım uygun  
Aman saki bana hiç durma mey sun
Gamım yok zevk u şevkim hadden efzun
Aman saki bana hiç durma mey sun

https://www.youtube.com/watch?v=Bzk19HqdV6U

Solist: Dilek Türkan