Merak
ettiğim nokta şu; başarı yeteneğe mi yoksa çalışkanlığa mı tabii olarak geliyor?
Ben ilhama
İlhami diyorum.
Gelince daha güzel resimler yapıyorum. Bazen de yapamıyorum. İlhami beni terketti
diyorum. Bu yaptığım herşey için geçerli sadece resim için değil. Bazen istekliyim ama
yaptığım birşeye benzemiyor. O zaman kendim beğeneceğim noktaya gelinceye
kadar uğraşıyorum. İşin bu kısmının İlhami'yle pek bir alakası yok. Zorla güzellik olmaz ama çalışa çalışa belli bir mertebeye ulaştırabiliyorum yaptıklarımı. Sabır ve güç içimde de olsa istek olmayınca işe yaramıyor.
Aslında uzunca bir süreden beri canım hiçbir
şey yapmak
istemiyor. Fakat boş durmak da fazlasıyla rahatsız ediyor.
İsteğin geri gelmesini beklerken bir süre kendimi nadasa bırakıyorum. Kendimi tekrar etmek gibi olmasın ama boş durmak beni çok rahatsız eder. Dolayısıyla gel zaman git zaman bekledikten sonra yine kendimi zorlayarak elime aldım geçen gün. İte kaka da olsa bir resmi tamamladım. Beğendim de üstelik. Hatta etrafımdan da beğeni topladım. Arkadan ikinciyi, derken
üçüncüyü 4-5-6 devam ettim. O arada İlhami'nin de yanıma gelmiş olduğunu farkettim. Kendimce bir arayı hak edip, hak etmediğimi düşünürken
bir de baktım ki İlhami kıpır kıpır. Yolculuğa hazır. Tam uzaklaşırken
seslendim.
"Hey İlhami yolculuk nereye?
İLHAM
Bir rüzgar esti birden
geldin
Coştum sevindim avundum
Kendimi buldum
Bir şeyler
yapmaya çalıştım
Bir rüzgar esti
kaybolup gittin
Belki dönersin
diye umut ettim
Üzüldüm bir şey
yapamaz oldum
Boşluğa düştüm dengem
bozuldu
Gönlüm karardı
ruhum soldu
Rüzgarla belki
gelir dedim
İlham
getireceğini umut ettiğim
O rüzgarı
beklemeye karar verdim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder