25 Haziran 2019 Salı

Ayakta uyutulmak


İstanbul'dayım….Boğucu sıcak günlerden biri. Nem oranının %60ın üzerinde olduğu söylendi. Klimalı salondan diğer odalara geçesim bile yok. Dışarı çıkmayı hiç istemiyorum. Aşırı sıcak ve nem beni çok rahatsız ediyor. Mecbur kaldığım için akşamüstü mahallemizde alışverişe çıktım. Alışveriş yaptığım peynirciye yaklaştığım sırada eli torbalı bir bey yolumu kesti. "Ben de size geliyordum bu  torba size ait." dedi. Ben şaşırdım. "Gelin şu dükkana kadar gidelim. Bunu bana bir anlatın." dedim. Torbayı  dükkâna sokmak istemedi. "Torba ağır siz  taşıyamazsınız. Ben  evinize kadar götüreyim." dedi. Bu iş hiç kafama yatmadı. Yardımcımın bana sormadan böyle birşey yapmayacağını söyledim. Adam da beni arayıp, ulaşamadığını söyledi. Bu arada torbayı aldım. Dükkana girdim. Peynirciye alışverişi ondan yapıp, yapmadığını sordum. Kendisinden alışveriş yapılmadığını ve bu beyi tanımadığını söyledi. Yardımcımı aradım o da sipariş vermediğini söyledi. Halbuki beni kandırmaya çalışan adam yardımcımın arkadaşı olduğunu ve beni bulamayınca kendisinden rica ettiğini söylemişti. Durumu anladığımı fark edince "Yardımcınız değil! Öbür kızınız." diye lafı çevirmeye çalıştı. "Bana 150 tl borçlusunuz." diye tutturdu. Ben de onu tanımadığımı ve istediği parayı vermeyeceğimi söyledim. "Ben size iyilik yaptım." dedi. Ben de ona kimden sipariş aldıysa ödemeyi de ondan almasını söyledim. Adam bir hayli sinirlendi. Okkalı bir küfür savurarak gözden kayboldu.
Ben de ayaküstü uyutulmaktan, dolandırılmaktan bir şekilde kurtulmuş oldum.



14 Haziran 2019 Cuma

Dolabımda bir ben eksiğim


Can sıkıntısından dolabımı ayıklamaya karar verdim. Bu çoktandır yapmak istediğim bir şeydi. Dolabımı boşalttım. Kıyafetlerimi  gözden  geçirdim. Bir kısmı demirbaş. Her sezon dolaptan dolaba aktarım. Bunlar elbiselerim… Artık giymediğim vermeye kıyamadığım elbiseleri tuttum. Çok beğendiklerimi de almaya devam ediyorum. Onların aksesuarlarını (çorap, kemer, toka, vs.) da tutuyorum elbette. Nitekim baktım baktım herşeyi yerine geri astım. Pantolonlarım stretch kumaştan olduğu için zayıflasam da şişmanlasam da giyebiliyorum. Hepsi giyilebilecek durumda. 

Aslında zaman zaman mevsim değişimlerinde verdiğim kıyafetler oluyor. Ancak yeterli değil. Uygulamaya geçirebilsem, dolabın yarısını vermem lazım... Herkesin dilinde dolaşan her yeni aldığın şey için eski bir kıyafetini vermek bende işe yaramıyor. Bunu başarabilsem dolabımda aradığımı bulurum. 

Haliyle dolabım yılların birikimiyle kalabalık. Hem aradığımı bulamıyorum, hem de sıkıştığı için ütüsü bozuluyor. Ben bir yere gideceğim zaman kıyafetimi akşamdan hazırlamayı tercih ederim. Bu kadar kalabalık dolapta zaten oldukça zaman aldığından evden vaktinde çıkabilmek için tek çare haline geldi. 

Bu yaz yeni bir başlangıç yapacağım. Ne kadar yazlık elbisem varsa hepsini giyeceğim. Kendi kendime söz veriyorum. İnşallah beceririm. Kim bilir? Konu kim bilir noktasına gelince yazdığım şiirim aklıma geldi.

KİM BİLİR

Kitap arasındaki kurutulmuş güller,
Maziden bugüne neler gizler,
Görünce kalbini sızlatır,
Geçmiş yılları hatırlatır,
Birkaç anı bölük pörçük,
Bir hayal belli belirsiz zihinde kalan,
KİM BİLİR nerede, ne zaman?