Şimdi yasak kalktı ama anca bilgisayara geçebildim yazımı. Bir hafta gecikmeli olarak geliyorum dizi misali.
Korona virüs olayı dünyayı nerdeyse yerinden oynattı. Konulan yasaklar disiplinli yaşam gereğiydi. Kendimizi korumamız açısından şart olan kurallar, bizi yordu ve sıktı. Ben mizaç itibariyle yasakları sevmem. Mecbur olmaları sevmem zaten Bay P. yüzünden yeterince mecburiyetlerim var. Üstüne üstlük 2,5 ay evden çıkmamak beni boğdu. Face için yaptığım şeyler de vakit geçirmek için mecburiyet haline geldi. Askeri garnizon gibi. 65 yaş ve üstü şu saatlerde dışarı çıkacaklardır. 2- 4 saat izin verdiler. Onda da pastane restoran kapalı. Sadece parklara çıkıp oturuyorsun. İlk izinde evimizin yanındaki parka gittim. Yer bulamadım. Evden sandalye götürdük. Meğer bizim mahallede ne çok 65 lik varmış. Hoşgörüsüz devamlı gergin berbat bir haldeyim. Üç kişi burun buruna evden çıkmadan geçirdik bu süreci. Üstelik bizim bilumum konuşma ve müştereklik durumu var. Canım hep sıkılıyor. Hapis günler sinirimi bozuyor. Yat, uyu, yemek ye, her türlü tatminsizlik ve gerginlik ortamı yaratan bir negatif hava, içimden hep ağlamak geliyor. Ağrı için doktorumun verdiği ilaç günde 4 taneye çıktı. Yine de faydası yok. Sanıyorum ki bir kutuya da çıksa yine de fayda etmeyecek. Eve kapandıkça kendimi her şeyden elini eteğini çekmiş ve daha yaşlı biri gibi hissediyorum. Ne demek istediğimi sonunda bir şiirle anlatacağım. Bu korona kabusu bakalım ne zaman bitecek?
Korona virüs olayı dünyayı nerdeyse yerinden oynattı. Konulan yasaklar disiplinli yaşam gereğiydi. Kendimizi korumamız açısından şart olan kurallar, bizi yordu ve sıktı. Ben mizaç itibariyle yasakları sevmem. Mecbur olmaları sevmem zaten Bay P. yüzünden yeterince mecburiyetlerim var. Üstüne üstlük 2,5 ay evden çıkmamak beni boğdu. Face için yaptığım şeyler de vakit geçirmek için mecburiyet haline geldi. Askeri garnizon gibi. 65 yaş ve üstü şu saatlerde dışarı çıkacaklardır. 2- 4 saat izin verdiler. Onda da pastane restoran kapalı. Sadece parklara çıkıp oturuyorsun. İlk izinde evimizin yanındaki parka gittim. Yer bulamadım. Evden sandalye götürdük. Meğer bizim mahallede ne çok 65 lik varmış. Hoşgörüsüz devamlı gergin berbat bir haldeyim. Üç kişi burun buruna evden çıkmadan geçirdik bu süreci. Üstelik bizim bilumum konuşma ve müştereklik durumu var. Canım hep sıkılıyor. Hapis günler sinirimi bozuyor. Yat, uyu, yemek ye, her türlü tatminsizlik ve gerginlik ortamı yaratan bir negatif hava, içimden hep ağlamak geliyor. Ağrı için doktorumun verdiği ilaç günde 4 taneye çıktı. Yine de faydası yok. Sanıyorum ki bir kutuya da çıksa yine de fayda etmeyecek. Eve kapandıkça kendimi her şeyden elini eteğini çekmiş ve daha yaşlı biri gibi hissediyorum. Ne demek istediğimi sonunda bir şiirle anlatacağım. Bu korona kabusu bakalım ne zaman bitecek?
Kıyametim
Hayattan hiç bir beklentim yok,
Yaşadığım yıllar üzüyor beni,
Mutlu olmam gerekirken
Mutsuzum, umutsuzum..
Hayallerim bile bitti sanki.
Tarifsiz karanlıklar doluyor içime
Sebepsiz, tarifsiz acılar içindeyim.
Ben kimim, neyim, neredeyim?
Bugünde miyim yarında mıyım?
Kayboldum!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder