25 Şubat 2022 Cuma

Zaman

 

Zamanı insan yarattı. Öyle bir esnekliği var ki aynı süre sevdiğim bir işi yaparken yada sevdiğim ortamdayken daha çabuk geçiyor. Bu beni 50 sene geriye götürdü. Okula gittiğim ve ders çalışmadığım zamanlarda zil çalmasına diyelim 10 dakika var. Öğretmen pat diye sözlü sınav yapmaya karar verir. Not defterini çıkarır ve karıştırmaya başlar. Biz de yürek Selanik, her saniye sanki bir saat gibi geçer. Piyango kime çıkarsa. Bir de nedenini hatırlamadığım bir  şey yapardık. Birbirimizin etek uçlarını  tutardık. Hoca beni atlasın anlamı taşıyordu herhalde ama sonuçta etek ucu tutulan birine piyango çıkardı. Zaman durur, dakikalar geçmeyi bilmezdi. 

Bana göre ilerleyen yıllar içinde zaman ya kısaldı yada daha hızlı geçer oldu. Zaman niye geri alınamıyor diye düşünmüşlüğüm vardır. Fakat geriye dönmek ister miyim sorusunun cevabı hayır olduğu üzere bu soruyu da yine unutabiliriz. 

Zaman kavramı içinde dün yakın geçmişi hatırlatır ve geri alınamaz. Yarın yakın geleceği hatırlatır. Bir ucu boşluktur, ne yaşayacağımı, hatta yaşayıp yaşamayacağımı bile bilemem. Şimdi içinde bulunduğumuz yaşadığımız bu anı aksettiriyor. Söylediklerim yeni değil ve belki de gereksiz gelebilir. Beni meşgul ediyor çünkü her sabah kalktığımda dün, bugün, yarın aklımdan geçiyor. Daha yataktan kalkmadan günün programını düşünüp, elimde olan zamanı değerlendirmeye bakıyorum. Kendimce bir pencerem var. Hayatımın çoğu boyunca hep keşke dedim. Şimdi keşke yerine iyi ki diyebilmenin daha doğru olduğu sonucuna vardım. Ne kadar olduğu belli olmayan kalan zamanımda bu yeni pencereden hayatı izlemeye devam!


11 Şubat 2022 Cuma

Karikatürlerimi özlüyorum

 Eskiden yazılarıma eşlik eden ve tamamlayıcı olarak gördüğüm karikatürleri kullanıyordum. Geçenlerde bir habere rastladım. Gazetelere düşecek kadar olay olmuş. Paylaştığı karikatürleri izinsiz paylaştığı için mahkemelik olmuşlar. Korktum açıkçası. Velhasıl hala çok beğeniyorum karikatürlerini. Belki orada burada dayanamayıp internet sayfasını paylaşırım gördüklerimin. Yaş erdi kemale ama hala yeni şeyler öğreniyoruz her gün. Bunu da buraya koyayım dedim. Ben eksikliğini hissediyorum. Bir resim bazen bin kelimeye bedel!

Şerefe!


Zamanında blog yazmaya başlamadan başka blogları incelemiştik terapistimle. Normal blog değil, Parkinson olanların yazdığı bloglardı. Hiç Türkçe blog yoktu bu konuda. Dilini anlamama rağmen  yazılar arasındaki uzun aralar dikkatimi çekmişti. Terapistim de bunun normal olduğunu ve araların olabileceğini söylediği zaman ben hastalığın ilerlemesinden dolayı herhalde demiştim. Şimdi kendimde aynı durumu yaşadığım zaman farkettim ki bunun sebebi başka şeyler olabiliyor.

Mesela ben hep hayal ettiğim birinci projemi gerçekleştirdim. Bir şiir kitabı çıkardım. Adı 'Parkinson'dan bana kalan'. Aldığım yorumlara göre beğenildiğini düşünüyorum. Aslında ben de çok beğendim. Fakat çok zaman ve emek istedi. Şimdi sıra ikinci projem olan roman yazmakta. Romanın omurgasını aşağı yukarı tamamladım. Kafamın içinde sürekli karakterler, hayatları ve senaryonun detaylarını kuruyorum. Yani diyebiliriz ki sürekli düşünüyorum. Güzel şeyler ortaya çıkartmanın peşindeyim. Hiç boş zamanım yok. Hatta zaman yetmiyor bile. Eskiden zaman var diye düşünürken şimdi zaman nerede kaldı diye düşünüyorum. 

Bay P. ile birlikteliğimiz 10. senesinde. Kendisini gayretinden dolayı tebrik ediyorum. Malum Olimpiyatlar başladı. Olimpik düşünceyle iyi olan kazansın desem de inanmayın. Berabere kalacağımız belli çünkü ben yoksam Bay P. de artık yok.  Hareketlerimde, kalkarken, yürümeye başlamadan donmalar başladı. Ne kadar yavaşlatsak da Bay P.'nin üzerimdeki etkisi yavaş yavaş ilerlemeye devam ediyor. Yanımda biri olmazsa artık zor yurüyorum. Yine de dışarı çıkıyorum. Tabi ki Covid'e de ayak uydurduk. Hijyen kuralları, mesafe ve maske üçlüsü de Bay P. kadar olmasın yolcum oldu. Fakat yine de geçen zamana bakınca sanki 10 seneyi iyi devirdik Bay P. ile. Kadehimi bir sonraki 10 seneye kaldırsam mı kararsızım. Şerefe!


Dün geçti, yarın meçhul, bugünü yaşadığını hisederek yaşa. Bana göre  Üsküdar'da sabah oldu bile. Siz ne dersiniz?