12 Nisan 2017 Çarşamba

Uyum

Yaş ilerledikçe değişiklikleri daha çok farketmeye başladım. Belki de işlerden el etek çekmem buna sebep oldu. Düzeltme kararı aldığım şeylerden biri de uzun ve ağdalı cümlelerim.

Her neyse.... sSözü mevsimsel havalara getireceğim. Bana göre zaman kavramı kadar mevsim kavramı da oldukça değişkenlik gösteriyor. Bir  bakıyorum hava çok güzel aydınlık ılık, bir bakıyorum kapalı soğuk.Bu ani geçişler benim eski tabirle halet-i ruhiyemi çok etkiliyor. Tanburamın telleri gibi oluyorum.. Hava aydınlıksa iyiyse olaylardan daha az etkileniyorum. İdare edebiliyorum. Hava kapalı ve soğuksa ben de "oynatmaya az kaldı doktorum  nerde?" moduna ani bir geçiş yapıyorum. Mevsim bazında yaşadığım bu durumları şimdi daha uzun  süreli ve daha yoğun yaşıyorum.

Kapalı hava moralsizliğimi arttırıyor. İçime sıkıntılar çöküyor.. Patlama  gelgitleri yaşatıyor. Kendimi zayıf, güçsüz, kötü hissediyorum. Böyle hissedince yaptığım işten hayır çıkmıyor. Resim, şiir, yazı vs. ne kadar uğraşsamda iyi yada istediğim gibi olmuyor. Siliyorum, yırtıyorum. Sonuçta boşa harcanmış zaman oluyor. Bu da beni ayrıca geriyor. Hiç  durmadan 10 saat uğraşınca tabii ki yoruluyorum. Sonuç iyiyse o moral bana iyi geliyor. Dinlendiriyor. Sonuç kötüyse bittim öldüm moduna giriyorum. Bu da iyice yorgun, bitkin ve keyifsiz yapıyor. Bir de lodos varsa " yandım gülüm  keten helva "! Ödem, tansiyon, baş ağrısı, üşütme hazırolda bekliyor. Bunların getirisi de eve kapanmam oluyor. Eve kapanmak tercihlerim arasında, hatta başında ama onunda handikapları var. Hareketsizlik, kilo, uyuşukluk, asosyallik, moralsizlik gibi... Dışarı çıkmam iyice zor hale geliyor. Dışarı çıkınca da yürüme, açılma, nefes sorun oluyor. Böylece gündelik yaşama uyum sağlamam gittikçe zorlaşıyor.
Anlayacağınız ben de sırtüstü yattım, kalkamıyorum!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder