Şimdiye kadar kendimi çok yormuşum. Gereksiz yere
vaktimi, enerjimi boşa harcamışım. Herşeyden kendimi sorumlu sanmışım.
Meğer hayat yüklendiğimden daha hafifmiş. Ana-baba olmak ömür boyu sorumluluk taşımak
değilmiş. Çocuklar kendilerine yetecek hale gelince bitiyormuş sonrası sorumluluk değil analık-babalık endişesiymiş. Birden
hayvan belgesellerinde gördüklerimi hatırladım. Onlarda da yavrular
avlanmayı öğrenince anadan ayrılıyorlar. Farkettiğim bu
gerçek beni çok etkiledi. İçim boşaldı adeta. Varolmanın
dayanılmaz hafifliğini hissetsem de mutlu olmadım. İşkolik birinin işsiz kalması, zorla emekli edilmesi gibi..
Zamanında büyük torunum için bankada hesap açtırmak istemiştim. Sorumluluk olarak değil de içimden geldiği, ona gelecekte hoşluk olsun diyeydi. Olmadı. Gerekçe olarak da "bakımından sorumlu kişi" olmadığım söylendi. Torunum canım olmasına rağmen hesap açtıramamıştım. Sorumlulukla ne ilgisi vardı ki bunun? Çok üzüldüğümü, ağlayarak eve döndüğümü hatırlıyorum.
Benim kendimden başka sorumluluğum yokmuş. Kendimden sorumlu olmak başkalarına odaklanmak yerine ihtiyaçlarımı karşılamaya yönelik yaşamam demekmiş. Bunun şöyle açıklayayım: Yardım istendiği zaman fazla
abartmadan, zorlanmadan olduğu kadar yardım edebilirim. Fazla yüklendiğimde, enerji
harcamam, üzülmem, sinirlenmem semptomlarımı arttırıyor. İstemsiz kas hareketleri yada
başka belirtilerle bana geri dönüyor. Faturasını pahalı ödeyeceğim şeylere de gerek yok diye düşünüyorum.
Yaşım ilerlese de kendi hayatımın sorumluluğunu olabilidiğince kendim taşımak isterim. Yardıma ihtiyaç duyduğum zamanlar da oluyor. İlk adres tabi ki evlatlarım oluyor. Bu bana göre onlarla devamlı beraber olmak değil, hayatımı kontrol etmeleri ve karışmaları değil de yardım istediğim oranda yanımda olmaları.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder