Artık
bazı şeylerin anlamı değişmeye başladı. Aslında beni uzun zamandır
görmeyenler daha iyi göründüğümü, hastalığın başlarında daha kötü olduğumdan bahsediyorlar. Bunu nelere borçlu olduğumu benim kadar biliyorsunuz.
Kendim de farkındayım. Merdivenleri rahat çıkabiliyorum. Yüzebiliyorum.
Diyetisyene gittiğimi söylemiş miydim? 8 kilo verdim! Biraz da onun
rahatlığını yaşıyorum. Devam ediyorum. Hedefim 5 kilo daha vermek.
Yaz geç geldi. Herşey tuhaflaştı. Bu yaz da bir garip geçiyor...Ama garip demek kötü demek değil!
Sabah erken
kalktığım zaman
daha mutlu oluyorum. Sabahın tatlı sessizliğini bozan kuş sesleri, kırağı
yağmış çiçeklerin, çimenlerin görüntüsü hoşuma gidiyor. Eşimin eseri olan
bahçemiz gerçekten güzel. Bahçeye çıkarak veya balkondan bakarak
çay içmek hoşuma
gidiyor. Yazlıkta yaşam kışlık şehir hayatından
çok farklı. Burada anahtar sözcük "moral". Moralim iyiyse
herşeyi daha rahat kabullenebiliyorum ve görüyorum. Bugün de gayet iyiyim. Eşimle
aşağı yukarı 20-25 dakika süren sabah sporumuzu yaptık. Denize gitme zamanına
kadar ben yine çok meşgulüm. Çok şey yapıyorum ama sonunda yırtıp
atıyorum.
Denize giderken kitaplarımızı, gözlüklerimizi, yazarsam
diye bir karalama defteri ve kalem alıyorum. Beraber masadan kalkmamıza rağmen
ben yavaş hareket ettiğim için eşim benden önce denize girdi. O hızlı
yüzdüğü için uzaklaştı. Deniz adeta bu yazın en güzel halini
yaşıyordu. Temiz, berrak, çarşaf gibi. Sanki bana "Gel! Gel! "der gibiydi.
Telaşsız, sakin, yavaş yavaş bir saat kadar kaldığımı eşim sonradan
söyledi. Eşimle denizin ortasında karşılaştık. O
yine hızla yanımdan geçerek sahile doğru uzaklaştı. Sudan çıkmadan hatta bir de yanından geçenlere taktik ve tavsiyelerde bulundu. Ben yavaş
yavaş çıktım. Oldukça yorgun olmama rağmen duşumu aldım. Buz gibi
bir Bomontiyi
de bitirip, eve dönüş yolundaki merdivenlere doğru yürüdüm. Merdivenler
oldukça zorladı. Akşam saatleri bahçede müzik dinleyerek bir
bardak çay içerek ve içimden kendimle
hesaplaşarak geçti. Yemekten sonra oturdum.Yorgundum ama uykum
yoktu. Uykum gelmeden yatarsam falcı bacılar gibi düşün kur, çöz, senaryo
üret, koyun say, keçi say, hesap karışsın baştan say, sinirlen uykun kaçsın
modunda olmak kötü. Son zamanlar yaptığım gibi oldukça geç yatıp, başım yastığa uzanırken, değmeden uyuyup, değdiğinde de rüya görmeye
başlamak güzel şey. Bence bu kadar yetmeli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder