Dedim ya ben de bazen çocuklarıma karışmadan edemiyorum. Bunu yaptığımda kendimden çıkan mesafeyi sıfırlıyorum. Hatta onların kendileri için belirlediği mesafeden de çalıyorum. Yaptığım farkında olmam, yapıyor olmamı değiştirmiyor. Bunu frenlemeye çalışsam da kendimce analarıyım diye hak buluveriyorum. Koruduğumu sanıyorum aklım sıra. Ben yaptığımın farkındayım da, bana yapıldığı zaman kim ne kadar farkında bilemiyorum. Acaba onlar da fark edip, kendilerini frenlemeye çalışıyor mu?
Kişisel alanım hayatım boyunca sürekli değişti ve gelişti. Her zaman da bir müdahale vardı. Yakın zamana kadar normaldir diyip, idare ediyordum. Son zamanlarda artık bütün bardaklarım taştı ve kişisel alanıma fazlasıyla düşkün hale geldim.
Saygıyı kaybetmeden orta yolu bulmak emek, sabır ve hoşgörü gerektiriyor. Birçok yaşıtımda şahit olduğum gibi bende de "Bu yaşımdan sonra hiç sineye çekemeyeceğim, uğraşamam. Herkes kendi önünden yesin. " sendromu var. İş böyle olunca canım kültürüm, hayat boyu uğruna hareket ettiğim değerler camdan dışarı uçmuş oluyor. Malesef! Gelin görün ki komşunun bile bir yere giderken "Nereye gidiyorsun?" demesi aramızdaki tanışıklık seviyesine göre abese iştikal edip, bazen kocamın dahi müdahale etmediği alanıma girişi oluyor. Velhasıl samimiyetle ilgiyi, ilgiyle müdahaleyi karıştırmamak lazım. Çözümünü bulmuş olsam ben kendim uygulamış olurdum.. yani kelin merhemi, terzinin söküğü muhabbeti....çözüm önerilerine açığız efenim!