8 Ekim 2021 Cuma

Hasta olma görevini yüklenip, hayata devam...

 

Teşhisim konulduktan sonra kabul etme sorunu yaşadım. Bu hastalık hakkında bilgim yoktu. Kısa zaman içinde yatağa bağımlı olacağımı düşündüm ve yaşamakta olduğum sosyal hayattan kopacağımı sandım. Bir ara kabul etmezsem hastalık bende kalmaz gibi saçma bir fikre kapıldım. O da haliyle olmadı. Doktorum ve terapistimin anlatısıyla ikna oldum. Doktorum, verdiği her ilacı anlatarak veriyor aynı zamanda hastalık hakkında da beni bol bol bilgilendiriyordu. Terapistimle tanışmam ilginç oldu. Düşündüğüm yaşta değildi. Hem çok genç, hem de çok bilgili ve donanımlıydı. Benim yapamadığım şeylere ve sorunlara öyle pratik çözümler buluyordu. Terapistimle daha sık görüşür olduk. Onun sayesinde hastalık yükünü görev olarak görüp, yine de normal hayatıma devam etmeye başladım. İlk senem kabulleniş ve uyum sağlama süreci ile devam etti. Zorlularıma pratik çözümler bulan, çok zevkli ödevler veren ve zayıflayan gerileyen her durum için ayrı ayrı ilgilenip dikkatini ve ilgisini esirgemeyen terapistim sayesinde 9. yılıma ulaştım. 

Hasta oluncaya kadar veren ben, yardım eden ben, hastalanınca yardım edilen ve yardım isteyen biri haline geldim. Herşeye alıştığım gibi buna da zamanla alıştım.

Sosyal hayatımda değişiklikler yapmaya başladım. Restoran ziyaretleri en başta geldi. Zor yediğim şeyleri bıraktım, menüden yardımsız ve kolay yiyebileceklerimi seçtim. Balık gibi bıçak ve kılçık işleri olan yemeklerden uzak duruyorum artık yada kiminle gitsem ondan rica ediyorum ayıklamaları için.  Ayrıca konserlere ve tiyatrolara gitmeye devam ediyorum. Tabi şimdi Covid ile birlikte ara vermek zorunda kaldım ama umarım yakında yine gidebileceğim. Parkinson benden çok şey götürdü. En başta genel bir yavaşlama, yazımda bozulma, sesimin civciv gibi tiz çıkması, koku alamamam geliyor. Lıste uzun ama beni en çok etkileyenler şimdilik bunlar. 

Ben zaman içinde gidene güle güle demeyi fakat gidenin yerine yeni şeyler koymayı öğrendim. Özgüvenimi bulabilmek ve tutabilmek adına yeni şeyler denedim. Yine diyeceksiniz ama öyle..Terapistimin yönlendirmesi benden yeni bir ben çıkardı, hayata bakışımı değiştirdi, güçlendirdi. Resim yapmaya başladım ve uğraşmak hoşuma gitti. Kendimi renklerin büyüsüne kaptırdım. Şiir yazmayı denedim, akşam ve gece duygusallığım ile yazdım. Sabah yazdığımı okurken ağladım. Sanırım 240 civarı şiir yazdım. Bir kısmını 'parkinsondan bana kalan adı ile bastırdım' kitap haline getirdim. Bunu da hediye olarak dostlarıma, torunlarıma bırakıyorum. Şu anda okuduğunuz blogu da Bay P. ile birlikte hayata geçirdim. Her zaman düzenli yazamıyorum artık ama elimden geldiği kadar yaşadıklarımı paylaşmaya çalışıyorum ki belki yalnız hisseden birileri yalnız olmadığını fark eder. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder