16 Mayıs 2016 Pazartesi

Yine yoldayım

Henüz gemi yolculuğunun yorgunluğu tam çıkmadan bu seyahat ortaya çıktı. Eşimin ve arkadaşlarının üniversite mezuniyetlerinin 50.yıl plaket töreni seyahati. Önceki seyahatin aksine hiç telaş yapmadım. Bavul hazırlamayı da nerdeyse son günün gecesi yaptım. Tam anneler günü yola çıktık. Önce Sapancaya giderek yazlık bahçemiz için sebze fideleri aldık. 

Çantalar, bavullar tavana kadar; milimetrik hesaplarla sığdırdığımız çiçek, sebze fidesi     kasaları,  bacaklarımızın arasındaki gül saksılarıyla komik ve sıkışık bir şekilde yolumuza devam ederek yazlığımıza ulaştık. Arabadaki bahçe ile ilgili aldıklarımızı boşalttık. Öğle ki arabadan inebilmem için bacaklarımın arasındaki gül saksısını ve kucağımdaki domates  fidelerini almaları gerekti. Eşim bahçede biraz ilaçlama yaptı. Sabah kahvemizi de içtikten sonra yardımcımızı Ezo'nun yanına yazlıkta bırakıp yola koyulduk. Üçüncü ve son molayı da yemek molası olarak verdik. Bu arada çok kullandığım için telefonumun şarjı bitti. 

Kızılcahamam'daki otele vardığımızda saat sanırım 17.00 gibiydi. Odaya çıktık. Telefonumu şarja taktım. Koşa koşa kaplıca diye yüzme havuzuna girdik. Normal havuzmuş. Çıktık. Yolunu tarif ettiler. Tekrar koş koş. Anlamadık ama sonunda kür havuzu denilen termal havuzu bulduk. Girdik çıktık, girdik çıktık. Koş koş otelde kaybolma korkusu ile tünellerden geçtik. Merdivenler çıktık. Asansöre bindik, indik, çıktık. Güç bela odamıza çıktık. Dolan şarjla çocuklara haber verdim yine şarja taktım. Yemeğe koştuk. Sonra eşim maç seyretmek istedi. Ben odaya çıktım. Otelin internetini kendi bilgisayarıma uygulamak için  1,5 saat uğraştım ama sonunda becerdim ve çok mutlu oldum. Bu arada eşim odaya gelip uykuya dalmıştı bile….

İkinci gün eşim otelin çevresindeki yürüyüş yolunda biraz yürüyüş yapalım diye teklifte bulundu. Beni zorlayacağını bilerek kabul ettim. Önceleri düz giden yol kah yokuş kah iniş oldu.Tabi ki eşim beni beklemek için duraksamak durumunda kaldı. "Tempo tempo" demesine rağmen benim tempom değişmedi. Kendi kendime söylene söylene turu tamamladım. Sonra termal havuza gittik. 




Yemek faslı ardından da masaja indim. Masöz bayan şöyle bir bakınca 40-45 kilo göründüğü için nasıl masaj istersiniz sorusuna "sert, sıkı bir masaj olsun" diye cevapladım. Meğer içind
e bir herkül gizliymiş. Kendim istediğim için ses de çıkarmadım. Masaj Allah'tan yarım saatlikti. Herkes masajdan relaks çıkar. Ben dayak yemiş, bir de üstümden tır geçmiş gibi çıktım. Odaya çıktım. Ağrımayan yerlerim de yavaştan ağrıdı. Neyseki yemekten sonra gün bitti.


Gün de ben de bittik!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder