6 Mayıs 2016 Cuma

Leylek leylek havada ben de tavada...

Ada gibi bir gemide uykuya dalmak gece uykuda yatakta dönerken denizin hafif çalkantısını hissetmek olağanüstü bir şey. Sabah denizi görerek uyanmak... Güneşin doğuşunu, batışını deniz üzerinde görmek bütün yorgunluğa değer! Gördüğümüz yerler İtalya, Fransa, İspanya'da farklı şehirlerdi. Bazı şehirlerde mini trenlerle şehir turları attık. Şansımıza hava soğuktu. Akdeniz iklimini düşünerek bavul hazırladığım için  üşüdüm.

Herşeyi detaylı anlatırsam bu yazı bitmez. O yüzden beni en çok etkileyen durum ve yerlerden kısaca bahsedeceğim.

Napoli'de gemi limana girince arkadaşlarla geminin turundan ayrılarak minibüsle Pompei'ye gitmeyi planladık. Eşim rahatsızlanarak gruba iştirak etmedi. Ben de tek başıma arkadaşlara katıldım. Avrupa'nın aktif yanardağlarından Vezüv'ün patlaması sonucunda dağın eteğindeki Pompei şehrinin lavlarla kaplanıp yok olması ile oluşan ölü alan hep ilgimi çekmişti. Giriş bileti almama rağmen şehri tam olarak gezemedim çünkü amfiteatırların içinden geçen dik merdivenler, inişli çıkışlı arazi beni yürütmedi. Orada bir Cafe'ye oturunca eşimin nasıl olduğunu merak ettim. Meğer iyileşmiş ve şehre meşhur pizzacılardan birine gitmiş. Gidebilsem ben de ona katılırdım fakat yapabileceklerim dahilinde kalıp, şehre dönünce kendi başıma ayağa kolay yerleri biraz dolandım.

Cannes'a geldiğimizde yine değişik programlar vardı. Gitmeden güneşli bir yerlere oturur şarap, deniz mahsülleri keyfi yaparız diye düşünmüştüm. Gel gör ki grup ile seyahat yapınca programlar hep değişiyor. Doğal olarak herkes farklı şeyleri görmek istiyor... Bu durumlarda da insana destek çıkan olması lazım ki bir iki şeyi gerçekleştirebilsin. Nitekim Oscar törenlerinin olduğu yeri görmek bile keyifliydi.

Yine başka bir şehirde zor günlerimden birini yaşadım. Daha kendimi zor taşırken bir de kolumdaki ağırlıklar beni hayli yordu ve güç duruma düşürdü. İnsan bazı şeyleri söylüyor fakat seyahate çıkmışken başkasına yük olduğunu hissetmek bile bütün tatil keyfini kaçırabiliyor. Sonuç olarak yine ben ve ben olarak dolandım. Elbette bu kadar içime atmanın sonucu birkaç öfke patlaması da yaşadım. Olacak o kadar...değil mi? Ben de insanım en nihayetinde.


Seyahatten döneli üç gün oldu. Üç günde kendime geldim sayılır. Allah'a şükür  bugün kendimi uzun zamandır olmadığı kadar dinç, enerjik ve iyi hissediyorum. Demek ki tatil  bana yaradı.

Bu tatil bana çooooook önemli bir şey fark ettirdi. Meğer gezmek bile zormuş ve yardım gerekiyormuş. Bundan sonra seyahate gitmekten vazgeçmeyeceğim! Yanımda sevgili yardımcımı da götürmenin yollarını bulacağım!


Bu sene leyleği hava gördüm ya seyahatten seyahate yaşıyorum. Bir daha uçan leylek görürsem gözümü kapayacağım. Bana bu kadar gezmek yeter.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder