13 Haziran 2017 Salı

Kendimce aşk hikayesi


Herşeye burnumu soktuğum gibi sıra hikaye denemesine geldi. Normalde kendime saklarım ama madem halka arz durumu söz konusu belki devamı konusunda fikir veren olur....Kendimce bir aşk hikayesi başlatıyorum....ama tabi ki karikatürsüz olmaz. Bu vesileyle de varlığım bihaber olan ama karikatürleriyle blog yazılarıma renk katıp, fark etmeden bana çalışan #ErdilYaşaroğlu'na teşekkür ederim. Sizsiz yazılarım eksik kalırdı.



Bölüm 1

Onur çalan telefon sesiyle uyandı. Gece sessizliğinde telefon sesi onu panikletti. Hemen açtı. "Abi  uyumuş muydun?" diyen Erol'un sesini tanıdı. İstanbul`a yakın bir yerde motele yerleştiklerini haber veriyordu. Kısa bir kararsızlık döneminden sonra "Erol lütfen  benim için de rezervasyon yaptır. Mesaj atarsın bilgileri. Sabaha geliyorum." dedi. Çantasına mayo, merserize kazak ve bir deniz havlusu ilave ederek ışıkları kapadı. Derin bir uykuya daldı. 

Sabah erkenden yola çıktı. Kerpe yemyeşil ormanla çevrili Karadeniz`in dantel kıyılarında yer alan koylardan biriydi. Odaya yerleştikten sonra kayalıklar yazan okun gösterdiği tarafa yürümeye başladı. Bir yandan da kendi kendine "Ne kayalığı be oğlum denize at kendini. Sonra da etrafı seyret, uyu, kitap oku. Şehirde de yeterince kaya var." diye söylendi.  "Kerpe diem" yazılı özel plajı olan kafe-restauranta girdi. Buz gibi Bomonti bira ve patates tava söyledi.  Önünde  çarşaf gibi  bir deniz vardı. Denize girip, çıktıktan sonra görevli  çocuğa "Benim buraya ilk gelişim. Akşam nerede ne yemeliyim? Akşamları ne yapılır?"  diye sordu. Çocuk "Abi Kerpe'de balık yenir? Restaurantların hepsinde balık vardır. Bizde de var." Akşam hazırlandıktan sonra Ceneviz Kahvesi'ne girmeye karar verdi. Bütün masalar doluydu. Ancak rezervasyon yaptırmış olan bir masa daha gelmemişti. Onlar gelene kadar yemeğini bitirme sözüyle masaya oturdu. Tam yemeğini söylemişken masanın "sahipleri" geldi. Belli ki kız akşamı yapıyorlardı. Birkaçının parmağında yüzük vardı. Fakat dikkatini çeken biri vardı ki onun parmağında yüzük yoktu! Neyseki vicdanlı çıkmışlardı da boş kalan sandalyede oturup, yemeğini bitirmesine karşı çıkmamışlardı. Yemeğini bitirip, kalkarken yanına oturmuş olan beğendiği kıza tekrar teşekkür edip, "Hayatta hep iki kez karşılaşıldığına inanırım. Görüşmek üzere." dedi.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder