Geçen kış anılarımı kaleme almaya karar verince nedense aklıma ilk termal geldi. Termal deyince aklıma kocaman rengarenk
ortancalar,ardından ormandaki dumanlı dere ve yağmurdan sonra duyulan o güzel
koku ve çocukluğumda yaşadığım bir yaz geldi. Bunları yazarken gözüm yağan kara
takıldı. Kar tipiye dönmüştü. Birden kahve saatimin geldiğini fark ettim. Canım
kahve içmek istedi. Yalnız içmeyi sevmem aslında. Mutfağa yöneldim. Tam o sırada
kapı çalındı.”Anneanne ben geldim” diyen torunumun sesini duydum. Sevinçle
kapıyı açtım. Torunum, Aykızım ”Sürpriiz anaane sana kahve içmeye geldim. Kahve içtin mi?“ dedi. Ben hayır anlamında başımı sallayınca da ben yaparım diyerek mutfağa yöneldi. Torun elinden kahve içmek bir başka
keyifli oluyor. Beraberce hem kar seyredip hem konuşarak kahvemizi içmeye
başladık. Torunum bana hatrımı ve neler yaptığımı sorunca ona çocukluk anılarımı yazmaya çalıştığımı söyledim. "Vaktin varsa anlatayım" dedim. O da "Evet Anaane senden sonra eve gideceğim." deyince anlatmaya başladım.
Rahmetli babamı bilmezsin. Byük deden neşeli, şakacı, değişik mizaçlı bir insandı. O zamanlar üç katlı bir apartmanın birinci katında oturuyorduk. Kocaman bir bahçemiz vardı.
Bahçemize annem bakardı. Erik, ayva, şeftali ağaçları, çeşit çeşit çiçekler, bir de tavuk kümesimiz vardı.
O zamanlar şimdiki gibi yardımcı teknolojik aletler yoktu. Evimizde yardımcı kadın da yoktu. Herşeyı
rahmetli annem yapardı. Annemler babamlar yedişer kardeşti. Bizde beş
kardeştik. Kalabalık bir ailemiz vardı. Evimiz hiç boş kalmaz gelen giden eksik
olmazdı.Adeta pansiyon gibiydi.
Bir akşam babam yemek saatinden epeyce geç
geldi.Hepimizi masaya topladı ve “Arkadaşım zor durumda olduğu için Yalova Termaldeki
pansiyonunu satılığa çıkardı. Bende aldım“ dedi. Herkes bir an sustu. Sonra annem ve ağabeylerim aralarında “Pansiyonculuktan ne anlar ki “ diye konuşmaya başladılar. Babam bir yandan gülerken bir yandanda bana
“ Biliyor musun? Bu yaz çok eğleneceğiz “ dedi. Annem hala “Tüccar, terzi adamsın. Ne anlarsın
pansiyonculuktan” diye söyleniyordu. Durdum. Kahvemin son yudumunu da içtikten
sonra biraz daha su içtim. Tipi durmuş gibiydi. Aykızım “Anaaneciğim sonra ne oldu?” diye sordu. "Şimdi devam ediyorum" diyerek başladım.
"Böylece Termal günlerimiz başlamış oldu. Haftasonları evdeki misafirlerimizi de alarak pansiyona gidilirdi.Oldukça kalabalık olduğumuz için pansiyonu biz doldururduk. Gelen müşteriye yer kalmazdı. “Pansiyonumuz dolu. Hiç yerimiz yok.“ denirdi. O dönemden hatırladıklarım arasında birden bastıran ve birden kesilen yaz yağmurları var. Gümbürdeyen gökgürültüleri ve çakan şimşekler hiç hoşuma gitmezdi. Gök gürlemeye başladığı zaman hemen annemin yanına koşardım. Büyük ağabeyim bana Dede Korkut hikayeleri okurdu. O kadar dikkatli dinlerdim ki gökgürültüsünü unuturdum. Birden kesilen yağmurun ardından yayılan güzel koku hala burnumda. O yaz öyle geçti. Babam doğal olarak hiç para kazanamadı. Üstüne bir de zarar etti. Ama pansiyonculuktan da hevesini aldı. Pansiyonu elinden çıkardı. Sonuçta ben çok eğlendim. Kaplıcanın, havuzun tadını çıkardım. Ben hariç bütün aile, çok yoruldu. Sustum. Torunum “Anaaneciğim bitti mi yoksa yoruldun mu? Öyle güzel anlatıyordun ki” dedi. Ben de "Biliyor musun aslında o günleri hatırlayıp, anlatmak benim de hoşuma gidiyor." cevabını verdim. “Peki sonra hiç termale gittin mi anaane” diye sordu. "Dedenle balayımızda birkaç gün orada kalmıştık. O zaman görmüştüm. Bizim pansiyonun yerine otel yapılmıştı. Otelin etrafında dolaştık. Çocukluğumdaki o gizem, o tat yoktu. Ya eskiden de böyleydi ya da ben çocuk gözlerimle hayal gücümü birleştirerek bir rüya alemi yaratmıştım. 2 gün kaldık. Yağmur da yağmadı. Ormanda derenin dumanları arasında yürürken Dedem Korkut söylemiş bakalım ne söylemiş diyen ağabeyimin sesi kulağıma gelir gibi oldu. O günleri anmak garip, buruk bir tat verdi. O günden bugüne kayıplarımız ve doğanlarımız oldu. Kayıplarımızı rahmetle anıyorum. Dünün çocukları olan bizler, ailenin şimdiki büyükleri olarak anılarımızı anlatarak, dünden bugüne köprü olmayı düşünmeliyiz." dedikten sonra torunumla vedalaştım. Daha anılarımdan kopmamışken içimden gelen şu dizeleri mırıldandım.
"Böylece Termal günlerimiz başlamış oldu. Haftasonları evdeki misafirlerimizi de alarak pansiyona gidilirdi.Oldukça kalabalık olduğumuz için pansiyonu biz doldururduk. Gelen müşteriye yer kalmazdı. “Pansiyonumuz dolu. Hiç yerimiz yok.“ denirdi. O dönemden hatırladıklarım arasında birden bastıran ve birden kesilen yaz yağmurları var. Gümbürdeyen gökgürültüleri ve çakan şimşekler hiç hoşuma gitmezdi. Gök gürlemeye başladığı zaman hemen annemin yanına koşardım. Büyük ağabeyim bana Dede Korkut hikayeleri okurdu. O kadar dikkatli dinlerdim ki gökgürültüsünü unuturdum. Birden kesilen yağmurun ardından yayılan güzel koku hala burnumda. O yaz öyle geçti. Babam doğal olarak hiç para kazanamadı. Üstüne bir de zarar etti. Ama pansiyonculuktan da hevesini aldı. Pansiyonu elinden çıkardı. Sonuçta ben çok eğlendim. Kaplıcanın, havuzun tadını çıkardım. Ben hariç bütün aile, çok yoruldu. Sustum. Torunum “Anaaneciğim bitti mi yoksa yoruldun mu? Öyle güzel anlatıyordun ki” dedi. Ben de "Biliyor musun aslında o günleri hatırlayıp, anlatmak benim de hoşuma gidiyor." cevabını verdim. “Peki sonra hiç termale gittin mi anaane” diye sordu. "Dedenle balayımızda birkaç gün orada kalmıştık. O zaman görmüştüm. Bizim pansiyonun yerine otel yapılmıştı. Otelin etrafında dolaştık. Çocukluğumdaki o gizem, o tat yoktu. Ya eskiden de böyleydi ya da ben çocuk gözlerimle hayal gücümü birleştirerek bir rüya alemi yaratmıştım. 2 gün kaldık. Yağmur da yağmadı. Ormanda derenin dumanları arasında yürürken Dedem Korkut söylemiş bakalım ne söylemiş diyen ağabeyimin sesi kulağıma gelir gibi oldu. O günleri anmak garip, buruk bir tat verdi. O günden bugüne kayıplarımız ve doğanlarımız oldu. Kayıplarımızı rahmetle anıyorum. Dünün çocukları olan bizler, ailenin şimdiki büyükleri olarak anılarımızı anlatarak, dünden bugüne köprü olmayı düşünmeliyiz." dedikten sonra torunumla vedalaştım. Daha anılarımdan kopmamışken içimden gelen şu dizeleri mırıldandım.
Geçmişte yaşanan güzel günler
Anılarla taşınır bugünlere
Bizde kalan geçmişin anıları
Hatıra kalır sevdiklerimize
Anılarla taşınır bugünlere
Bizde kalan geçmişin anıları
Hatıra kalır sevdiklerimize
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder