29 Kasım 2017 Çarşamba

Bay P.'ye mektuplar-3

Sevgili Bay P.,

Beni rahat bıraktığın şu birkaç gün iyi geldi. Biraz kendimi toparladım. Ama senin ciğerini bildiğim için bu durgunluğun altından neler çıkacak diye merak ediyorum.
Doğrusu genelde gözden ırak olan gönülden de ırak olur dense de bu sende ters işliyor bilirim.
Durgunluk sonrası benim altın vuruş dediğim denemeyi yapıyorsun. Mesela ayağımın aşırı karıncalanması yüzünden ayağa kalkamamam yada boğazımda oluşan tıkanıklık hissi bende panik yaratırken bir bakıyorum devam etmiyor. Şu sıralar bir de aşırı dalgınlık ortaya çıktı. Bu beni gerçekten endişelendiriyor çünkü kısa süre önce daha tekrarladığım şeyleri bazen 1-2 saat sonra hatırlamıyorum. Terapistime "Eyvah! Bende artık unutkanlık da başladı." dedim, ama unutkanlığımı örnekleyemedim bile. Meğer dalgınlığımdan kaydetmiyormuşum bilgileri. 

Benimle oyun mu oynuyorsun? Dalga mı geçiyorsun?  


Biraz yürümeye kalksam nefesim daralıyor, göğsümde sıkışıklık, kolumda uyuşma, keçeleşme oluyor. Sebebini bilmiyorum. Daha ne numaraların var Bay P.? Beklemediğim şeyleri pat diye önüme atıyorsun. Sinsi ve insafsızsın. Yaptıkların yetmez gibi bir de ben senden kurtulmaya çalıştıkça çelme takıp duruyorsun!

Bilirsin çok severim havuç yemeyi. Geçen gün canım çekti yine kıtır kıtır yemek istedim. Birkaç defa ısırdım, çiğnedim çiğnedim sonra yutamadım! Boğuluyordum! Suyla geçiştirdim. Bir daha yutmada zorluğum olmadı neyseki. Yine de uzunca bir süre havuç yemeyi deneyeceğimi sanmıyorum. Boğulma korkusu bir süreliğine beni pakladı. Tavşana katılıyorum! Sakla havucu, hazırla sonucu oldu benimkisi!







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder