https://www.youtube.com/watch?v=Wfg0yXbkYAc
İnsan yetilerini kaybetmeye başlayınca hala yapabiliyor olsaydım nelr yaparsım diye düşünmeden edemiyor.
Eskiden olduğu gibi rahat yürüyebilseydim yeniden seyahat güzergahımda Asya
kıtasına öncelik tanırdım. Eskiden beri çok görmek istediğim Nepal’i ilk sıraya koyardım. Bu büyük programları unutmadım ama artık imkansızlaştı.
Hadi uzak seyahatlr, programlar olmasa günlük yapmak istediklerimde farklı olurdu. Mesela sabah uyanınca midemi boş bırakmamak adına bir bitki çayı ve iki galeta yedikten sonra yürüyüşe çıkardım. Bir saat civarı yürüdükten sonra kahvaltımı yapar, bir arkadaşımla 11:00-11:30 gibi kahve içmek üzere sözleşirdim. Dışarıda bir yerde sözleşir ve oraya kendi arabamı kullanarak giderdim. Öğleden sonra bir sinema yapardım. Saat 17:00 gibi kendimi şımartır çay partisi düzenlerdim. Saat 6:00-8:00 arası hafif bir yemek(et-salata) hazırlardım. Gece müzikli bir yere gitmek isterdim.
Bu noktada bir Nasrettin hoca fıkrası aklıma geldi. Hoca bir yerden bir yere giderken karşısına bir yokuş çıkmış. Hoca bir yokuşa, bir de yokuştan çıkanlara bakarak yüksek sesle, “Ah be hoca!” demiş. “Gençken bu yokuşu koşarak çıkardın değil mi?” demiş. Herkes gidip, yalnız kalınca kendi kendine “Hoca! Hoca! Sen ne çabuk unuttun kendini.” demiş. “Sen o zaman da bu yokuşu zor çıkardın.”
Sözün kısası hayal etmesi iyi güzel de hakikaten sağlığım ve fiziksel kondisyonum yerinde olsaydı bile ne kadarını yapardım bilemiyorum..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder