Hasta
olan görümcem Antalya'daki hastaneden İstanbul'da bir hastaneye geçiş yaptı. Ertesi gün ameliyat olmasına karar verildi. Çok zayıflamış olması beni endişelendiriyordu.
Stresin Bay P. kontrolündeki vücudumdaki etkisini yavaştan öğrendim ancak insan aile söz konusu olunca yanında olmak istiyor. Ameliyat sırasında sağım solum atmaya başladı. Ayaklarım şiştiği için kaldırınca, ağrı başladı. İndirsem bir türlü, kaldırsam başka türlü dert oldu. Ameliyatın iyi geçtiğini öğrendik. Bu güzel haberi alınca toparlar gibi oldum. Fakat kendi vücudumu küçümsemişim. Evde ateş bastırdı. Grip oluyormuşum gibi her tarafım kırıldı. İki gün yorgan döşek yattım. Ağrılarım da gezerek devam ediyor.
Bununla ilgili güzel bir fıkra biliyorum.
Ağrılarla başı dertte olan bir kadın doktor
doktor gezmekteymiş. Kimse derdine çare bulamamış. Son doktorun verdiği
ilaçları alırken eczanede karşılaştığı arkadaşına derdini anlatıyormuş. Anlatılanlara kulak misafiri olan eczacı: "Benim tanıdığım bir doktor var. Böyle hastalıklara bire bir çare bulur." demiş ve adresini vermiş. Kadın verilen adrese gitmiş ve doktora, "Benim derdime çare bulabilir misiniz? Ağrısız geçen tek günüm
yok. Bir gün midem, bir gün başım, bir gün ayağım ağrıyor." demiş. Doktor derdini anladığını, bir ilaç hazırlayacağını ama malzemenin bir
kısmının yurtdışından getirteceğini söylemiş. Kadın teşekkür edip, gitmiş. Hastanın hastalık hastası olduğunu anlayan doktor zararsız bir eriyik hazırlatmış ve içindekilerin İngilizce yazılmasını tembihlemiş. İlaç
geldiği zaman şişenin üzerine 3 tane ok çizmiş ve hastayı çağırmış.
Hasta
geldiğinde nasıl kullanacağını anlatmış. Hasta okları sorduğu zaman ilacın
etkisini vücutta doğru yere yönlendirmek için olduğunu söylemiş. "Miden ağrıyorsa yukarı doğru olan oka dokunuyorsun." diye de örnek vermiş. Bir
hafta sonra hasta elinde çiçeklerle teşekküre gelmiş.
"Derdime derman oldunuz. İlacınız sayesinde ağrılarım geçti." demiş...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder