3 Ocak 2016 Pazar

Eski yıl giderken...

Sabah kalkınca hemen pencerenin yanına giderek yağan kara baktım. Biraz tipi gibi  yağıyor. Meteoroloji ara ara soğuk ve kar uyarısı yaptığı için yollar oldukça boş. Hava gerçekten soğuk. Kaloriferler cayır cayır yanıyor. Ev sıcacık. Bu durumda kar seyretmek çok güzel geldi.Senelerdir yeni yıla karlı girmemiştik. Doğru çıkarsa haftasonuna kadar kar yağışı devam edecekmiş. Yeni yıla evimizde eşim, ben ve yardımcımız birlikte gireceğiz. Soframız yılbaşı sofrası olacak ama misafirimiz  yok. Sakin ve telaşsızım. Kendimi bomboş hissediyorum. Galiba bomboş olmayı da özlemişim. 

Yılbaşında evde olmak kişisel tercihim..

Zaten eşimle ortak düşüncemize göre diğer akşamlardan farkı yok. Normal saatte yemeğimizi yedik. Bir zamanlar çok eğlendiğimiz evin dışındaki yeni yıl kutlamalarını artık isteyemiyorum, istemiyorum. Nedenlerini tahmin edeceğinizi düşünüyorum.( Şimdiki durumumda uyamayacağım bir sürü sorun yaratır.)

Genç ve  sağlıklı iken her şeyin tadı daha başka…..Şimdi daha sakin dingin bir hayatım var.Gençlerin ptt dediği pijama, terlik, tv kombinasyonu bana daha uygun.Bu seneki yılbaşının geçmiş yılbaşılardan farkı ağaç süsleme ile ilgili sansürümüz kalktı. Yardımcımla birlikte hemen bu fırsatı değerlendirdik. Evdeki saksı bitkilerinden ağaç boyutunda ve görünümünde olan  Benjamin’i  yılbaşı ağacı olarak süsledik. Böylece yıllar sonra ilk defa renkli süsleri,yanıp sönen renkli ışıklarıyla çakma da olsa bir yılbaşı ağacım oldu.İnanması güç fakat çocukça bir sevinç duydum. Karşısına oturup seyretmek hoşuma gitti.


Yemekten sonra zaplayarak o kanal senin bu kanal benim modunda tv seyretmeye başladık.Saat 12.00 olurken parkta ve caddede atılan havai fişeklerin birbirinden güzel muhteşem görüntüleri içinde yeni yıla girdik. O an yeni yılın hayatımıza neler  getireceğini ve neler götüreceğini merak ettim. Yinede hoşgeldin yeni yıl diye mırıldandım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder