Yeni yılın gelmesine çok az bir zaman kaldı. İçimde ne arzu ne heyecan var. Hiçbir
şeyin eski tadı yok. Dünyanın dengesi bozuldu. Her sabah duyduğumuz felaket
haberleri herkes gibi beni de etkiliyor. Aslında istatistiklere baktığımız
zaman dünyanın en uzun süredir yaşadığı “barış” dönemindeyiz. Bu nasıl bir
barış dönemiyse? Bir tarafta savaşlar, bir tarafta zorunlu göçler.
Fakat
yeni yıla giriş yine de güzel şeyleri düşündürmeli değil mi?
Yıllar geçtikçe
dileklerim, beklentilerim değişti. Yeni yıla götürebileceğim ve eski yılda
bırakabileceğim şeyler olsaydı neler olurdu diye düşündüm. Eski yılda bırakmak istediklerim artmakta olan
titremelerim, yavaş da olsa ilerleyen hastalığım ve değişen damak tadım. Yeni
yıla taşımak istediklerim Bay P.’nin yarattığı, herşeye burnunu sokan, denemek
isteyen çılgın ruh halim, resim çizmek ve şiir denemelerim.
Ayrıca yeni yılın ilk ayında doğacak bebeğimizin
sağlıklı doğmasını diliyorum. Babaanne olacağım!!! Ayrıca anneannesi olduğum
ilk göz ağrımın gireceği üniversite sınavının iyi geçmesini ve istediği bölümü,
okulu kazanmasını diliyorum. Allah iki torunumun da yardımcısı olsun. Yeni
yılda terapistimin açacağı yeni ufuklarda başarılı çalışmalar yapabilmek için
güç ve gayret diliyorum.
Kalan
isteklerim son derece klişe. Her aklı başında, etrafını gözlemleyen ve
haberleri takip eden insanın istediklerini istiyorum. Karanlığı, savaşları, dertleri, kirlenen havamızı eski yılda bırakıp, yeni yılda en azından
insanların birbirlerine güler yüzle ”merhaba”, ”günaydın” diyebilecekleri daha
hoşgörülü, aydınlık bir dünya istiyorum.
Hoş
geliyorsun yeniyıl…Elin boş gelme lütfen…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder