4 Aralık 2015 Cuma

Neye inanalım...?

Çıkan haberlerden bahsettiğimde ne kadar farklı telden çaldıklarına da değinmiştim. Her kafadan bir ses çıkıyor. Eğer bazı kaynakların iddia ettiği gibi kesin bir çözüm varsa neden hala bu kadar Parkinson'lu insan tedavisini çözüm yokmuşçasına alıyor?  Bu durum benim aklıma çıkan haberlerin hangisine, nasıl güvenilir sorusunu getirdi.

Ben çıkan son haberleri kendi mantık süzgecimden geçirerek değerlendirmeye alıyorum. Fakat bu noktada benim bilgilerimin ve deneyimimin son 4 sene içerisinde bir hayli biriktiğini de göz önünde bulundurmak lazım. Muhtemelen teşhisi ilk aldığım dönemlerde okuduğum haberlerde daha naif bir bakış açım vardı. O zamanlar daha kolay inanıyordum. Şimdiyse doktorum ve terapistimin verdiği bilgiler doğrultusunda hareket ettiğim gibi daha eleştirel yaklaşabiliyorum.

Açıklanan birçok araştırma sonucu daha birinci veya ikinci aşamada oluyor. Bu da en az bir iki aşamadan daha geçmeden ilacın veya tedavinin kesin etkisinin belli olamayacağını gösteriyor bana. Bir başka konu da haberlerin genelleştirilmesi. Bir araştırma örneğin nörolojik kaynaklı kas sistemini etkileyen bütün hastalıklara yönelik yapılıyor, fakat sonucu sanki Parkinson'a özelmiş gibi yansıtılıyor. Bu da yine bizler için yanıltıcı olabiliyor. Yine genellemenin bir başka türü bir ilaç veya tedavi yönteminin herkeste aynı etkiyi yaratacağının sanılması. Burada bana en çok söylenen örnek beyin pili. Taktırsan da bitse dertlerin diyorlar. Benim ise okuduğum araştırmalara göre herkeste işe yaramadığı gibi bazı kişilerde faydalı dönemden sonra çöküş dönemi gelebiliyormuş, bazı kişilerde de etkisiz kalabiliyormış...kısacası herkesin bünyesi farklı tepki veriyormuş. Bir de süresi var tabii..Şimdi ben ilaç tedavim, terapim ve adapte ettiğim yaşantımla "rahatken" neden gereksiz bir risk alayım?

Bütün bunları niye yazma ihtiyacı hissettim?

Benim gibi siz de duyduğunuz haberleri değerlendirmede zorluk çekiyorsanız belki benim kıstaslarım yardımcı olur diye düşündüm.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder