Açıkçası hiç havamda değilim!
Ülkemde yaşanılan terör olayları verilen kayıplar her vatandaş gibi beni de çok etkiliyor. Moral, heves, istek bırakmıyor. Tatsızlıkların sonu gelmiyor!
Ama yine her akşamın sonunda yine sabah oluyor...
Akşam içtiğim ilaçların etkisiyle genellikle erken uykum geliyor. Ben de gidip, yatıyorum. Erken yatmamam gereken durumlarda bazı tedbirler alıyorum. Akşam erken yatınca sabah da erken uyanıyorum. Uykuya fazla sempatim yok. Deliksiz 5-6 saat uyku bana yetiyor.
Sabah yatakta uyanıp gözümü açınca birden fırlayıp, kalkmam. O gün ne programım olduğunu düşünürüm. Bir sıralama yaparım. Sonra besmele çekip kalkar oturma pozisyonu alırım.
Yiyecek ekmeğim, oturacak evim olduğu için, ağrısız aldığım nefes için Allah'a şükür ederim.
Salona geçerken yataktan yeni kalktığım halde müzmin yorgunluğumun etkisiyle kendimi
kötü hissederim. Benim kalktığım saatlerde ev halkı uykuda olur.Yardımcımız saat sekizde kalkar.
Eşimin ne yapacağı belli olmaz. Kalkınca tam bir turşu gibi salona geçer. Zorla günaydınlaştıktan sonra ben gazete ile arasına girer bazen gıcıklık olsun diye ona bişeyler sorar yada anlatırım. O da dinler yada –miş gibi yapar. Ona bakınca kendimi daha güçlü hissederim.
Eşim kendi alışkanlıklarıyla meşgulken ben de kendi sabah ritüalime devam ederim. Akşamdan seyredemediğim dizi varsa onu seyrederim yada kitap okurum. Tess Gerritson'un Yörünge adlı kitabını bitirdim. Gerilim türü sevenlere tavsiye edebilirim. Şimdi Robin Cook'u Denek adlı kitabını okumaya çalışıyorum.
Yardımcım kalktığı zaman günaydınlaştıktan sonra ona ͞günün en güzel saati ne zaman? diye sorarım. O da "hemen" diyerek mutfağa girip, kahvaltı tepsimi hazırlar. Kahvaltım hep aynıdır. Bir zamanlar kahvaltı tepsimin tahtında peynir otururdu. Şimdi zeytin oturuyor. Domates, salatalık, kırmızı biber, 6 zeytin, 1 kayısı yada katı yumurta, bir dilim kızarmış ekmek, çay(limonlu) arada bir peynir istediğimde oluyor. Kahvaltıdan sonra ödevlerime bakarım. Yazılarıma devam eder, bilgisayarımda oyun oynarım. Saat 10:30-11:00 gibi yardımcımla birlikte kahvemizi içeriz. Her türünü sevsem de favorim Türk kahvesi. Benim için en makbulü o.
Şu sıralar kara kaleme dönmeye gayret ediyorum. Çizmeye çalıştığım birkaç eskiz
diyemiyeceğim. Gerçekten bayağı emek veriyorum. Bana göre eski performansım değil ama yine de olacağını fark ettim.
Böylece öğlen oluyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder