18 Kasım 2016 Cuma

Bülbülüm altın kafeste!

Uzun zamandır evde oturduğumu farkındayım. Sosyalleşmek adına birşey yapmadığım gibi kitap okumayı bıraktığımı hatta tv bile seyretmediğimi, evden çıkmak istemediğimi de farkındayım. Bunları farkına vardığım halde değiştirmek için gayret etmek istemediğimin de farkındayım. İşin en berbat tarafı da bu. Uzadıkça yerleşik karakter haline geleceğini düşündüğüm bu durum Bay P.'ye zafer tam-tamları çaldırabilir. Ben  ilk adımı atarak evden çıkmaya  sosyalleşmek adına konsere gitmeye karar verdim. Türk sanat müziği konseri ve teması Atatürk'ün sevdiği şarkılar. Önceden verdiğim söz olmasa kesin vazgeçerdim. Eve öylesine görünmez iplerle bağlanmışım ki...

Konser akşamı eşimle evden biraz erken çıktık. Trafiği düşünmüştük ama şansımıza sorun olmadı. Biz konserin yapılacağı kültür merkezinin önüne geldiğimizde konserin başlamasına epeyce zaman vardı. Hemen yanındaki cafeye oturduk. Konserin ses sanatçılarından olan yeğenimiz de 5-10 dakika yanımıza uğradı. 

Konser çok güzel geçti. Türk sanat müziğini canlı canlı dinlemenin keyfine vardım. Kulaklarımın pası silindi. Dinleyicilerin sanatçılara eşlik etmesiyle doğal bir koro oluştu. Bunun üzerine önümdeki gözyaşını sildi. Arkamdaki burnunu çekti. Yanımdaki mendil çıkardı. Öyle ya hepimiz duygulanmıştık! Bir Yemen Türküsü duyup da etkilenmemek mümkün mü? O kadar samimi bir ortamdı ki, konser sonunda herkes gibi biz de ses sanatçılarıyla tokalaşarak ve teşekkür ederek çıktık.

Giderken zorlandığım bu aktiviteden mutlu, neseli, olumlu duygularla döndüm. İki gündür de konserden dilime takılan bir şarkıyı evdekileri kaçırmak pahasına tekrar tekrar söylüyorum. Öğrendim ki her ayın üçüncü Çarşamba'sı o salonda Türk sanat müziği konseri oluyormuş. O kadar hoşuma gitti ve iyi geldi ki şimdilik niyetim bir sonraki konsere katılmak.

Bülbülüüüüüm altıın kafesteeee!






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder