Yaptıklarımın sonuçlarından mutlaka payımı aldım...
Liseyi bitirdiğim zaman Erzurum Tıp
Fakültesini kazandım. Hayalimdi. Ailem göndermedi. Sebep o dönemler öğrenci
hareketlerinin aktif olmasıydı. Korkutuldum. Tehdit, endişe, kötülük varlığı benim üzerimde kararımı değiştirecek kadar baskı kurmaya yetti. Bunun gibi hayatımın farklı noktalarında farklı kararlar verirken gerek ağabeyim, gerek annem daha sonralarda da eşim ve çocuklarım söyledikleri ve tepkileriyle yaptıklarıma yön verdi.
Bir sürü şeyden huzursuzluk çıkmasın diye vazgeçtim. Bir dönem o kadar çok şeyden vazgeçtim ki belki de bu bir karakter özelliğimdir diye düşünmeye başladım. İrdeleyince esas sebebin üzerimde hissettiğim baskı olduğunu gördüm. En büyük baskıyı ben kendi üzerimde kuruyorum.
Hastalığım beni birçok konuda kısıtladı. Durum böyleyken mümkün olduğunca çok şey yapmam gerekiyormuş gibi kendimi mecbur
hissetmeye başladım. Komik ama bu yaştan sonra kendimi farkettim ve kendimi
keşfetmeye başladım. Gençliğimden bu yana yapmayı ertelediğim şeylerin fazlalığından olsa gerek ki her yöne saldırdım diyebilirim. Resim, yazı, konserler, spor, diyet.. Tabi aynı kalan alışkanlıklarım da devam ediyor. Her yeni denemede vazgeçmenin eşiğinden dönüyorum..
Bazen kendime yaptığım baskıyı artık kaldırdığımı söylesem de inanmayın. Laf aramızda ben ölmeden geçmeyecek (!) Ayrıca "etraf ne der? Eşim nasıl
karşılar? Çocuklarım ne der?"bende artık refleks olmuş. Gayri ihtiyari düşünüyorum. Daha şimdiden eşim ve çocuklarım bu yazdıklarımı okuyunca
aralarında ne konuşacaklar acaba diye kurgulamaya başladım...hakkımda hayırlısı(!)
Çok keyifle okudum, etraf ne derse desin yorum yapmadan geçemedim :) Sevgiler.
YanıtlaSilTeşekkürler:) Sevgiler
YanıtlaSil