Havalar soğuk gittiği için evden çıkmıyorum denebilir. Bu durum hoş birşey değil. Tabi ki bunun da farkındayım. Gerçi evde de boş durmuyorum. Masa başı da olsa çalışıyorum. Akşama kadar ara ara evin içinde yürüyorum. Bazen kondisyon bisikletine biniyorum. Elime de ağırlık alarak yürüyorum. Bu arada bu kulağa çok gelen sporum gün içinde yarım saatten fazla sürmüyor.
Kendimi nasıl hissettiğime göre ya donuk, hareketsiz bir gün yaşıyorum yada yapmam gerektiğini düşündüklerimi aksatmadan yapıyorum. Bir de temel ihtiyaçlar var. İlaçlarımı almamı aksatmıyorum. Eksilip, eksilmediğini takip ediyorum ki zamanında eczaneye bildireyim. Aksatınca ilaçsız kalıyorum.
Yapmak yada yapmamak aktiviteye bağlı keyfe keder olabiliyor. Torun keyfi üstüne birşey tanımadığım için Güneş'e gitmeyi planlıyorum bir haftadır. Hava soğuk, karlı. Böyle olunca yine planlar suya düştü. Evden çıkamayınca bazen pijamayla bazen eşofmanla akşamı ediyorum. Bu o kadar
girift bir durum ki; birini yaparsam diğerleri de ardından geliyor. Giyimimdeki rahatlık evde olmayı, evde olmak oturmayı, sonuç isteksizlik, işlevsizlik ve moralsizliği
getiriyor. Ev hayatı içerisinde kalınca düşüncelerimi kısıtlanmış buluyorum. Körelip, kuruyor hissine kapılıyorum.
Fark etmişsinizdir yaptıklarımı irdelemeyi severim. Biraz fazla irdeliyor da olabilirim zaman zaman. Şu yapmak ve yapmamak arasındaki ayrımı da bazı kriterlere göre yaptığımın farkına vardım.
İstemek, önem sırası, gereklilik,
aciliyet, yapılabilirlik, yeterli zaman, etraftan baskı var mı?
Sonuçta herşeyi yapan benim de bir taraftan Bay P. çekiyor, öteki taraftan keyfim çekiyor....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder