Her mevsim kendine özgü güzellikler taşıyor.
Sağlığı yerinde olan her insan bu güzellikleri fark ederek yaşamalı.
Kış mevsimi soğuğuyla, kestanesiyle, yağan
lapa lapa karıyla, kar tatiliyle, sömestr tatiliyle, kardanadam yapmayla,
kızağıyla, kayağıyla ayrı bir alem. İlkbahar canlanan tabiat, çiçeklenen
ağaçlar, papatyalar, mimozalar,laleler, güller, erguvanlar. Evden çıkma zamanı.
Yürüyüşler yapma, pikniğe çıkma zamanı. Seyahatler için de en uygun
mevsim.
Yaz sıcağıyla, tatiliyle, deniziyle,
bolluğuyla, bereketiyle güzel. Tatilde gelen torunlarla, misafirlerle,
evlatlarla güzel. Sonbahar değişen tabiat manzaralarıyla, soğuyan
havasıyla, gidilen kaplıcalarıyla, yapılan kış hazırlıklarıyla bir başka
güzel...Telaşlı koşuşturmalı geçen metropol hayatı içinde bu güzellikleri
görmeden fark etmeden günler aylar yıllar, işten eve, evden işe yada neyse
mecburiyetler ve meşguliyetler içinde hızla akıp gidiyor. Ben şahsen böyle
düşünüyorum.
Mevsimine göre zamanımı değerlendirdiğimi düşünmekle birlikte şimdi diyorum ki
keşke herşeyi daha bir dolu yaşasaydım. Şimdi mevsimler değişiyor. Ben de;
hızla direnmeme rağmen maalesef ben de değişiyorum. Kış mevsimi dört gözle
beklediğim kayak tatilimiz artık yok. Sağlık durumum kayağa uygun değil.İlkbaharın
güzelliğini parklarda görebiliyorum. Keyfimce gönlümce uzun yürüyüşler
yapamıyorum. Seyahate çıkarken istediğim yere değil, bana uygun olan yerlere ve
mutlaka biriyle gitmem gerekiyor.Yaz mevsiminde çok sevdiğim denizin bile
tadını tam çıkaramıyorum. Sanki kollarım bacaklarım beni dinlemiyor. Mevsimler
değişiyor. Ben de değişiyorum. Şimdi Sonbahar’dayız ve haliyle kapanan havayla
insanı da ister istemez bir melankoli sarıyor. Çocuklar okula başladığı için
yazlıklar boşalıyor ama öte yandan şehir ve trafik giderek doluyor ve çekilmez
hale geliyor. Balıkçıların bayram ettiği bir mevsim. Palamut ve istavrit
zamanı. Beyler avda, hanımlar şehirde torun peşinde. Eskiden sonbaharı
daha çok severdim. Yağmurda yürüyüş yapmayı çok severim. Şimdi bana şömine
başında kitap okumak düşüyor. Ayak uydurabilmek için değişmem
gerekiyor.
Sevdiğim terk etmek zorunda kaldığım şeylere
üzülmek yerine yapabileceğim yeni şeyler bulup onları sevmeli ve yapmalıyım
diye düşünüyorum. Arayan insana hayat her zaman değişik alternatifler
sunabiliyor. Yeter ki; hayatın yaşanmaya değer olduğunu unutmayalım ve
içimizdeki yaşam sevincini kaybetmeyelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder