11 Ekim 2015 Pazar

Parkinson'da neden günlük tutulmalı..?

Aşağı yukarı dört seneden beri bu hastalıkla uğraşıyorum. Bu bana o kadar uzun bir süre gibi  geliyor ki önceki hayatım var mıydı yok muydu bilemiyorum. Gerçek hayatım hangisi diye düşünüyorum. Böyle  zamanlarda günlüğüm devreye giriyor.

Kaybetmem gerekirken verdiğim uğraşı yada güçlü mücadele sayesinde ancak yavaşlatabildiğimiz bu hastalığın beni nereden nereye getirdiğini günlüğüm hatırlatıyor. Günlük yazmak bana nerden nereye geldiğimi görmemi ve en doğru şekilde doktoruma aktarmama yardımcı oluyor. İlk anda göremediğim ama yönlendirmeler ile büyük resmi görerek, geldiğim noktayı kabul etmemi sağlıyor. Bu noktayı kabul etmek bile başlı başına olay oluyor. Ne yaparsam yapayım Bay P. sinsice ilerlemeye devam ediyor. Böyle zamanlarda terapistimin mucizeleriyle kendime gelip, yangından ne kurtarırsam kar diye düşünüyorum. Günlüğümle takip ettiğim/ettiğimiz şey çok. Ellerimin titremesi, moral durumlarım, ev hayatımdaki rutinler, zorlandığım şeylerdeki değişiklikler, etkilendiğim olaylar/konular, sesim, yazım, cümle yapım. Terapistim takip ettiğimiz herşeyin tedavim için gerekli ve ileriye dönük bilgiler verdiğini söylüyor.

Hangi şiirden hatırlıyorum bilmiyorum ama;

“ Yürü,enginlerin bittiği son hadde kadar
İnsan hayal ettiği müddetçe  yaşar” demiş şairin biri….

Ben de yaşadığım sürece  umut ederek hayallerimi karartmadan  günlüğümü yazmaya mücadele etmeye devam edeceğim.

İlkem: “Kaybetmektense ; yavaşlamaya razıyım” olacak...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder