Önceki yazılarımı okuduysanız fark
etmişsinizdir zaman zaman olumsuzluk çukuruna düştüğümü. Bunun bir sürü sebebi
olsa da aslan payı Bay P.’ ye ait.
Düştüğüm noktadan patinaj yapmadan
hemen çıkmanın yollarını aradığımı da biliyorsunuz. Böyle zamanları bazen sıcak
köpüklü bir Türk kahvesi içerek yada sevdiğim bir müziği dinleyerek atlatmaya
çalışıyorum. Atlatabiliyorum.
Bu
bir mecburiyet!
Herkesin kendine özgü bir atlatma formülü
vardır elbette. Daha önce çok detayına girmediğim bir konu Parkinson’la ilgili haberleri
takip edişim. Tv, gazete ve dergilerde bulduğum bilimsel araştırmaları takip
ediyorum. Yabancı kaynaklardaki gelişmeleri de terapistimin tercümeleriyle öğreniyorum. Öğrendiklerimden
güç kazanıyorum. Bu güce dayanarak daha çok hayal kurup, daha çok ümit
ediyorum.
Bilim insanları her gün yeni bir şeyler deniyor, araştırıyor, buluyor. Parkinson’un yakın bir tarihte tamamen geçirilecek hastalıklar arasında yer alacağına inanıyorum. Böyle bir durumda hayatımda ne değişirdi diye düşündüğüm zaman vardığım sonuç bağımsızlık oluyor. Kimseden destek almadan özgürce yaşamak. Hedef ve ümit bu!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder