9 Ekim 2015 Cuma

Sonbahar vurgunu

İtiraf etmem gerekir ki; bu aralar iyi değilim. Kendimi  hiç iyi hissetmiyorum. Herşey ters gidiyor. Terslikler zaman zaman başımıza gelebilen hayatın bir parçası olmakla beraber ve bunu bilmeme rağmen, bu sefer şarj etmekte zorlanıyorum. Adeta edemiyorum. Teknoloji ile aram aksak topal giderken, çıkan terslikleri kendi kendime halledemiyorum. Bazen bir şeyi tam öğrenmeden uygulamak ne kadar doğru diye düşünüyorum. Bilgisayarım galiba kafayı yemiş

Onda daha rahat yazı yazabiliyordum. Evdeki  Ipade transfer oldum. Pek sevemedim tek parmak yazmak zor, iki saatte yazdığım yazı bir anda kaybolup gidiyor. Geri getirmeyi de bilmiyorum.Yeniden yazmak istemiyorum.

Neyse kendimi zorlayarak gece 3’e kadar oturdum ve kaybolan yazımı tekrar yazdım. Dolayısıyla üzgünüm. Konuları iyi toparlıyamıyorum. Neyi nasıl yapacağımı kestiremiyorum. Garip bir durum yaşıyorum. Herşeyi  yapıyormuşum gibi ama  isteksizliğimden tuhaflığımdan bir şey beğenmiyorum. Beğenmeyince de boşa zaman harcamışım gibi geliyor. Havanın yaptığı karar verememezlik hali ruhuma da yansıyor.

Gönlüm ne aradığını bilemezken ruhum sonbaharın hüznünü, romantizmini, kendini bilmezliğini, duygusallığını yaşıyor. Hassas ve kırılganım. 

Bu arada yetmezmiş gibi Bay P.’de hırsını parmaklarımdan çıkarıyor. Ellerimin titremesi arttı gibi geliyor. Resim boyasam şekillerin kontürlerini çizemiyorum. Ruhumu saran serkeşlik haline bazen aldırma gönül bunada şükür, bakalım bundan sonra üstüne neler gelecek kim bilir diyerek toparlanmaya  çalışıyorum. 

       



Bunların sebebi mevsim değişikliği mi yoksa bizim P.’mi bilemiyorum ama kendimi rotası kaybolan gemi gibi veya sonbahar vurgunu yemiş gibi hissediyorum....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder