Nihayet İstanbul’a dönmeyi düşünmeye başladık. Gerek havaların iyi gitmesi, gerekse yazlığımızın İstanbul’a yakın olması sebebiyle bu zamana kadar kaldık. Eşim için kalma sebebimiz her gün tuttuğu iri iri sarı kanatlar. Onun için balık tutmak çok keyifli bir iş. Bu gelişimizde ben İstanbul’daki evimizde kaldım. Perşembeye kadar yalnız değilim. Yardımcım yanımda ama oda Perşembe günü memleketine gidiyor. Eşim pazartesi gelecek. Dolu dolu üç gün kendimi değerlendirmek için iyi bir süre.
Sabah yardımcımla çarşıya çıktık. Hava güzeldi. Zorlanmadan iki saat dolaştık. Yoruldum. Şehir hayatı dışarı çıkma mecburiyeti yaratırken geç vakte kadar kaldığım yazlığımda, dışarı çıkıp markete, ATM’ye, alışverişe gitme durumu yok. Hem öyle merkezler yok, hem de yazlık olduğu için her yer kapalı.
Yazlığımızın olduğu yerin havası temiz orada doğanın içindeyim gündüz balkondayım. Güneş çekilmeye başlarken buz gibi havada içerideyim. Bu aralar bir de üşüme sorunum var. Ev büyük, şartlar kısıtlı olduğu için yardımcısız benim orada kalmam mümkün değil. Eşim gündüz hava kararıncaya kadar denizde balık tutmayla meşgul olduğu için ben yalnızım ve sıkılıyorum. Aslında her iki evin ayrı ayrı zorlukları var. Bu mevsimde yalnız kalmak için şehir hayatı daha uygun bence. Ev sıcacık. Isınma sorun değil. Bir odaya tıkılmak gerekmiyor. Ev sıcak olunca her saat çalışmak mümkün. Yalnız olduğum sürece yemek yapmam gerekmiyor. Karın doyurmak için bir telefon yetiyor. Buna karşılık yazlıkta Ezo var.
Sanıyorum ki tamam artık ben döndüm desem de(diyorum) daha birkaç kez haftaiçi haftasonu günü birlik gidip, döneceğiz. Daha önce hoşuma bile giden bu –hop orada,-hop burada durumları artık zor geliyor. Eşim de aylarca bu sezon tutacağı balıkları hayal ettiği için bir orta yol bulmam gerekiyor. Denge sorunum olduğu için de orta yolu kestiremiyorum. Benim tamam, yeter demem orta yol olur mu acaba?
Bu durum bana herkesçe bilinen bir Nasreddin Hoca fıkrasını hatırlattı. Hocaya sormuşlar:”Hocam dünyanın merkezi(ortası) neresi?” Hoca düşünüp, cevap vermiş”- işte burası” diye durduğu yeri göstermiş. Soruyu soranlar”- nasıl olur?,-nerden bildin?” deyince hoca “-İnanmassanız ölçün” demiş.
Bilmem anlatabildim mi?
Bilmem anlatabildim mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder