Geçen gün çok sevdiğim birkaç insanın arka arkaya aynı soruyu sorması bu yazıma sebep ve ilham oldu...
Soru: Kendini nasıl hissediyorsun? Ne durumdasın?
Özgürlüğüm kalmadı. hep yanımda biriyle olmam gerekiyor. Alıştım. Parkinson sebebiyle donuklaşan ifadesiz yüzüm, titreyen elim, hareketlerimin yavaşlaması yüzünden insanların arasında kendimi rahatsız hisseder oldum ve aileme sığındım. Bazen de tanımadığım insanlarla olmayı tercih ettim. Kaçmadım. Alışana kadar beni Sıkan ,inciten,yardım isteme durumuna da alıştım. Zamanla da kabullendim. Kabullenince insanın aklına bile gelmiyor.Yardımla yapabildiğim şeylerde gün içinde karşıma çıkabiliyor. Ailemden kimse yoksa yabancılardanda yardım rica edebiliyorum.
Soru: Kendini nasıl hissediyorsun? Ne durumdasın?
Özgürlüğüm kalmadı. hep yanımda biriyle olmam gerekiyor. Alıştım. Parkinson sebebiyle donuklaşan ifadesiz yüzüm, titreyen elim, hareketlerimin yavaşlaması yüzünden insanların arasında kendimi rahatsız hisseder oldum ve aileme sığındım. Bazen de tanımadığım insanlarla olmayı tercih ettim. Kaçmadım. Alışana kadar beni Sıkan ,inciten,yardım isteme durumuna da alıştım. Zamanla da kabullendim. Kabullenince insanın aklına bile gelmiyor.Yardımla yapabildiğim şeylerde gün içinde karşıma çıkabiliyor. Ailemden kimse yoksa yabancılardanda yardım rica edebiliyorum.
İnsanlarla eskisi gibi görüşemiyorum.Yavaş hareket ettiğim ve çabuk yorulduğum için ortama kalabalıklara uyum zorluğu yaşayabiliyorum. Toplu taşıma araçlarına binebiliyorum. Bu durumun da kendine göre getirisi bile var. Toplu taşımada insanlarla bir aradasın. Etrafı gözlemliyorsun. İster cep telefonu bağımlılığına takıl ister insanların yüzlerinden yaş,karakter,burç, meslek Tahmini yap. O günkü psikolojime göre yaptığım şehir içi yolculuğu eğlenceli hale getiRebiliyorum.
Restaurantta uzun oturmalı bir yemekte bacağım kasılıp karıncalanıp kramp girebiliyor.Gürültülü yerler sıkıyor. Düğün gibi şıklık gerektiren yerlere çok yakın olmadıkça gitmiyorum. Genelde moralim iyi değil. Hayatım boyunca hep yaptığım ve son yıllarda terapistim tarafından oldukça sık tenkit edildiğim bir nokta da var. İlla ki başkalarına öncelik vereceğim. Ben fark etmiyorum ama hep benzer cümlelerle uyarılıyorum "haklısınız, başka insanların da dertleri var ama ben sizi sordum" diyor bana. Ne yapayım? Başkalarının dertlerini düşününce benimki küçülüyor sanki.
Hep bir etiket ihtiyacı içindeyim sanki.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder