Yıllarla birlikte ben de değişiyorum. Değişen
fiziğim kadar becerilerim, zevklerim, tercihlerim de değişiklik gösteriyor. Yapabileceğim
şeyleri tercih etmeye tercihlerimden de zevk almaya çalışıyorum. Çocukluğumdan beri
okurum. Kendi çocuklarımı da uyuturken okuduğum kitaplarla başlayarak okumanın
büyüsüyle tanıştırdım. Onlar da kendilerini kaptırdılar ve hala okuyorlar. Eşim de okuduğu için evimizin zengin bir kütüphanesi var.
Eskiden her tür kitabı rahatça okur ve en
azından kitabın yazarını adını ve konusunu aklımda tutardım. Tercihim meşhur
yazarların okumadığım kitapları, ödül almış kitaplar, belirli konularda bilgi
veren kitaplar olurdu. Şimdi durum benim için oldukça farklı. Yaşın getirisi
olarak devamlı yeni çıkan kitaplara dikkat etmeye çalıştığım halde
piyasadaki yerli, yabancı yazar bolluğu
karşısında dümura uğruyorum. Doğal olarak tanıdığım kalemini beğendiğim yazarları tercih
ediyorum. Gözlükle okuyorum. Çağımıza uyarak bilgi edinme işlerini internetten
hallediyorum. Duygusal kitapları tercih etmiyorum. Filmlerde, şarkılarda, kitaplarda
anlatılan romantizmin çağımıza
uymadığını düşünüyorum.
Bay P.’nin de bohçadan düşürdükleri var tabi. Dikkatimi
uzun süre tutamadığım ve ara verirsem çabuk unuttuğum için merak uyandıran, içine
çeken kitapları yani oku- unut- zaman geçir tarzı kitapları tercih ediyorum. Seçtiğim
kitaplar ilgimi çekerse ve okuma süresi fazla uzun olmazsa okuyabiliyorum. Bunlar
da genelde polisiye-gerilim tipi kitaplar oluyor. Gençlik yıllarımda Agatha
Christie vardı. Onu beğenmiş ve çıkan bütün kitaplarını okumuştum. Bu tür
kitaplar merak uyandırdığı için –ne oldu,-ne olacak diye kitabın içine düşüyorum.
Kendimden uzaklaşıyorum, rahat okuyorum, eğleniyorum.
Kendimce başucu yada tatil türü diye adlandırdığım türde takılıyorum yani..
Bu türden tarzını beğendiğim yazarlar : Tess
Gerritsen, Robin Cook, Lisa Gardner
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder