Yakın çevrem dışındakileri fazla önemsemezdim. Yine de toplum içinde uçlarda bulunmayı sevmezdim. Hastalandıktan sonra sanki önem sıram değişti.
Şimdi herhangi bir yerde, zamanda karşılaştığım tanımadığım insanlardan oluşan çevreye kendimce çerçeve diyorum. Herkes bana bakıyormuş, bana acıyormuş, beni eleştiriyormuş gibi geliyor.
Böyle hissetmek de beni geriyor. Toplum içinde varlığımı, tarzımı, çizgimi ve kişiliğimi korumak istiyorum. Bunlardan ödün vermek istemiyorum!
Yürürken sarsak, dengesiz ve fark edilecek kadar yavaş yürüdüğümü ben de biliyorum. Bunu fark etmek için profesör olmak gerekmiyor. Ama herkesin beni fark etmesi beni kasıyor, zorluyor ve yoruyor. Hem bedenen, hem ruhen... Aslında yaşadığımız metropollerde herkes bir koşuşturma içinde. Kimsenin kimseye baktığı yok. Şehirlerin karmaşası içinde insanlar bakıyorlar ama görmüyorlar. Bakar kör olmuşuz. Bunları biliyor olmak da rahatlatmıyor maalesef… Hakiki çerçevenin sanal baskısını dışarıdaki her hareketimde üstümde hissediyorum.
Artık şık değil kesinlikle rahat giysiler tercihim. Şık olmayı gerektiren resepsiyon, kokteyl, nişan, düğün gibi yerlerde davet aldığım zamandan bitene kadar içim içimi yiyor. Aslında mutlulukların paylaşıldığı zaman arttığına üzüntülerin ise paylaşıldığı zaman azaldığına inananlardanım. Eş dost çevresiyle beraber olduğum zaman ayakta durabildiğim süre içinde beni görmeye alışık oldukları çizgide görmelerini sağlamaya çalışıyorum. Bu davranışım belki de yanlış ama şimdilik kendimi böyle davranarak iyi hissediyorum. Gittiğimiz yerdeki sorun demeti tad alamamak, kolay yenebilecek tarzda yemek seçmeye çalışmak (ki her zaman seçenek olmuyor), salatayı hiç almamak, sol elimin güçsüzlüğü, çabuk bitirmek adına yanağımı şişirip, büyük lokmalarla yemeğimi bitirmek yada yemeğin yarısını bırakmakla bitmiyor liste giderek uzuyor.
Ben hasta olmadan önce yolda, sokakta, parkta herhangi bir şekilde engelli veya farklı olan hasta birine rastladığım zaman yardım edilecek durum arar ve yardım ederdim. Karşılaşınca da gözgöze gelmeden veya bakmıyormuş gibi yaparak geçerdim. Sanki gözgöze gelirsek onları rencide edip, üzermişim gibi gelirdi ve yürekten üzülürdüm. Şimdi ben yardım edilmesi gereken durumdayım. Belki de bir zamanlar böyle düşünmüş olmam bugün böyle hissetmemin sebebidir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder