Senelerdir Bozcaada’ya gitmek isterim. Bağ bozumu olarak düşündüğüm Ağustos sonu bu arzum daha bir artar. Seyahat teklifini sevinçle kabul ettim. Oğlumla baş başa üç günlük Bozcaada turuna çıktık.
Oğlum her şeyi benim için kolay olacak şekilde ayarlamış sağolsun. Otelimiz merkezde fazla yürümem gerekmedi. Otele eşyalarımızı bıraktıktan sonra rüzgar durumuna uyarak ‘’Ayazma plajı’na’’ gittik. Minibüsü tercih ettik.Özlediğim ve istediğim gibi kadife gibi bir kum. Yazlığımızın olduğu yerde kumluk plajda var ama bizim ailece denize girdiğimiz yer irili ufaklı taşlık olduğu
için bana oldukça zor geliyor. Kumun benim için kolaylık olduğunu fark ettim.
Minibüsün dönüş yolunda minik bir ada turu atarak otele döndük. Bir güne yol dahil çok şey sığdırdık ama çok enteresan kendimi yorgun hissetmiyorum. Çelik gibi soğuk suda yüzmek ve hiç strese girmemiş olmamdan olduğunu düşünüyorum.Akşam ara sokakların birinde yer alan Salkım Restaurant’ta yedik .(Oğlum daha önceden eşiyle deneyip memnun kaldığı için tercih etmiş) Yediğimiz her şey çok lezizdi.
Menümüze gelince:
Sepette fırınlanmış zeytinyağlı keçi peyniri, Salamura sardalya, Kabak köfte, Bol otlu ve peynirli çoban salata, Izgara ahtapot, Asma yaprağında sardalya, Damla sakızlı muhallebi
Bay P. kendini hissettirse de rahatsız etmiyor. Her şey o kadar yolunda ve güzel gidiyor ki menüyü ben seçtim. Sadece salatayı yiyemedim değil yemedim çünkü yemek istemedim. Bu arada yemek tercihlerimde,damak tadı kavramımda da bariz değişiklikler oluştu. Balık en sevdiğim et türü ve yemekken şimdi seçenek varsa başka şey tercih ediyorum. Salata ot bayıldığım şeylerken şimdi kaçtığım şeyler oldu. Peynir her zaman en sevdiğim iken şimdi aramıyorum.
Bunların iki sebebi var.
1)Bay P.’nin vazgeçilmezi olan ilaçların ağız tadımı vücut kimyamı değiştirmiş
olmaları
2)Yeme zorlukları
Birinci sebep daha ağır basıyor. Sabah otelimizin kapı önüne hazırlanmış tahta masalarda mükellef kahvaltımızı aldık. Yok yoktu. Kahvaltıdan sonra arabayla keşfe çıktık. Rüzgar bizi yine denize girmeye yönlendirdi.Plaj kenarında hafif birşeyler atıştıralım derken kendimizi midye dolma ve kalamar tavayı birer bira eşliğinde yerken bulduk. Akşam yine restoranlarla dolu renkli ve neşeli bir
sokakta renkli ışıklar ve begonviller altında yemeğimizi yedik.
Menümüz:(adları çok orijinal)
Akla zarar,Karidesli otlu keçi peynirli roka salatası,Gülle, Manj, Augma,Keçi peyniri, kavun,Barbun tava ve Türk kahvesi
Bu restaurantta da her şey taze,leziz ve sağlıklıydı. Ada mutfağını beğendim. Yemekte salata yemedim. Balığımı da oğlum ayıkladı. Ertesi gün adadan ayrılma günümüz. Dönüşümüz bayram trafiğine rastladığı için uzadı uzadı. Oğlumla yaptığımız bu seyahat gönlüme tatlı taze bir anı olarak
nakşoldu.
Canım oğlum yüreğine , emeğine sağlık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder