15 Nisan 2016 Cuma

Bitmeyen inşaat

Parkinson tanısı konulmadan önceki yıllarda başlayan ses kısıklığım beni hayli rahatsız etmişti. Yapılan tetkikler  sonucu önce tam bir teşhis konulamadı. Endoskopi sonrasında en son söylenilen sebebi bilinmeyen ses teli felci idi. Belki de bu Bay P.’nin gelişini haber verişiydi.

Terapistimin yaptırdığı çalışmalar, ödevler ve testlerle  sesim zaman zaman belirli seviyeye ait ses yüksekliğinde ve çatlamadan çıksa da tekrar bozuluyor. Sinir, stres, kaloriferli ortamların sıcak kuru havası, sigara dumanı ve az sıvı alımının ses üzerindeki olumsuz etkilerini  terapistimden –yıllar evvel- ilk terapiye başlarken öğrendim. Buna rağmen hepsine özellikle kışın uy-A-mamam (çevre koşullarını değiştiremediğimden) Bay P.’ye açık kapı bıraktığımı düşünüyorum.

Terapistimin yaptığı ses ve nefese yönelik değerlendirmede son değerlendirmeden bu yana gerilediğimi  gördük. Anlaşılan bohçamıza bir yama daha yapmamız gerekiyor. Bunu da olduğu kadar toparlayacağımızı biliyorum.

Kaloriferler artık yanmıyor. Kuru havadan kurtulmuş oldum. Bu kısık ve çatlak sesim için avantaj. Havaların ısınması ile su içme durumu  kolaylaşır desem de 1,5 litreyi anca bulurum. Şu sıralar strese girmeme çabası içindeyim. Sinirlenmemeyi beceremiyorum artık. O yüzden bugün dışavurum ile hafiflemek üzere isyanımı, öfkemi, kriz anımı, göstermediğim yüzümü paylaşacağım.

Sabah yataktan muşmula gibi kalktım. Sanki hiç uyumamışım gibi. Terliklerimi giyerken ayaklarımın  ve vücudumun ödemini, başımın kocaman ve içi hava doluymuşçasına ağırlaştığını hissettim. Sanırım “lodos” var. Havada nem fazla. Böyle zamanlarda zor nefes alıyorum. Ağzımı burnumu kapatmışlar minicik bir aralıktan nefes alıyormuşum hissi. O kadar halsizim, o kadar güçsüzüm ki sesli konuşmak değil parmağımı oynatacak durumda değilim. İsteksizim canım hiçbir şey istemiyor. Ne bir yere gitmek, ne bir şey yemek, ne bir şey yapmak...

Azalan enerjimden, “anlaşılmaktan”, anlaşılamamaktan bıktım. Farklı hissetmekten, mecburiyetlere bağlı olmaktan bıktım.



Görüntüm: Yavaş hareket eden, donuk bakışlı bir bayan.
Sesim: Her gün ve her havada ayrı telden çalan, bitmeyen bir inşaat.
Hissettiğim: Sarsak, dengesiz, uyum zorluğu, hareket etme zorluğu çeken biriyim.
Yaşadığım: Bulunduğum ortama uymak adına karşıdan fark edilmediğini  düşündüğüm zorluklarla boğuşuyorum.
Düşündüğüm:  Yaşamım mecburiyetlere bağlı.

Canım mecburiyetsiz yaşamak istiyor!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder