Bir yere
gideceğim zaman nedensiz ve saçma bir heyecan içinde olurum. Sanki uçağı yada otobüsü
kendim kullanacağım... Bu haleti ruhiye içinde giyeceklerimi akşamdan hazırladım.
Biraz kitap okuduktan sonra yattım ama
uyuyamadım. Sabah kalktım. Hazırlandım. Kızım
almaya geldi. Sakin bir uçak yolculuğundan sonra Antalya’ya ulaştık.
Bizi eşim ve eniştemiz karşıladı. Eşim
kardeşi ameliyat olacağı için daha önceden gitmişti. Hastahaneye geçmeden
kahvaltı yapabileceğimiz bir börekçiye gittik. Eskiye dayanan bu “Börekçi
Tevfik” beze dediğimiz hamur topaklarını
oklavasız havada çevire çevire açıyor. Belirli
bir büyüklüğe gelince iç koyup, pişirip, servis yapıyor. Tadını Antep’te
yediğimiz katmere benzettim. Kahvaltı ardından hastaneye geçtik. Allah’a şükür
hastamız iyi. Yalnız zor dayanılası ağrıları var. Ameliyat sonrası olan normal
ağrılarmış. Ara ara
dışarı çıktık. Öğleden sonra görümcemin
torunları okuldan çıkıp, geldiler. Onları da görmüş olduk. Bir ara hastanın
başında bir kişi bırakarak kalan aile bireyleri hep beraber meşhur tandırcıya
gittik. Tekrar hastaneye giderek biraz daha oturduktan sonra vedalaşarak
havaalanına doğru yola koyulduk. Eşim de bizimle beraber döndü.
Giderken
arabanın camından gördüğüm kadarıyla Antalya da İstanbul gibi şantiye alanına
dönmüş. Her taraf delik deşik. Uçak saati yaklaşırken birinci rötar bildirildi. Onu beklerken de ikinci rötarı gördük. Eşim ve kızımla sohbet ederken, kitap okurken vakit geçti.
Uçakta bir güne neler sığabildiğini konuştuk. O gün
aile hattımızdan gelen mesajlardan alıntı yaparak hasta ziyareti ve yemek faslı
içeren günümüze hastronomi seyahati adını verdik. Uçakta birkaç bebecik vardı. Uçaktan hoşlanmadıklarını uçuş boyunca
ağlayarak belli ettiler. Etkilenmemek elde değil. İnince, canım kızımız
arabasıyla bizi evimize bıraktı.
Arabadan indiğim
zaman sendelediğimi, dengemi
ayarlayamadığımı fark ettim. Bugünkü program istihap haddimi aşmış. Astral seyahate çıkmış gibi vücudumu unutmuşum.
Ayaklarımın şişmesi, uykusuzluk, yorgunluk
fena çarpsa da bunlar bildiğim ve beklediğim şeyler olduğu için kendimi yatağa
bırakırken “Zaten biliyordun bir eksik
iki fazla ne fark eder” diye söylendim.
Ertesi günü
dinlenerek ufak bir lale devrinde geçirmeye karar verdim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder